Kaç kere “Keşke daha öz güvenli olsaydım!” dediniz. Muhtemelen pek çok kere. Modern yaşam büyük başarıları yüksek öz güvenle kodlar. Öz güvenli insanlar istediklerini elde edebilir, hayallerini yaşayabilir, hayat onlara kolay gelir. Girişimci ve yazar Lisa Bilyeu ise öz güvenin “sihirli bir değnek” olduğuna hiç katılmıyor. 5 senede 1 milyar dolara erişen şirketinin başarı hikâyesinde büyük oranda kendini öz güvensiz hissettiğini ama yine de başarılı olduğunu Radical Confidence isimli kitabında derliyor. Sahip olduğu yetileri öz güvenli olmak için değil, herkese imkânsız gibi gelen hayalini gerçekleştirmek için nasıl kullandığını anlatıyor. Gerçek öz güvenin ilk adım için beklememek olduğunu vurgulayan Bilyeu’nün tavsiyeleri sizi harekete geçirecek!
Öz güvene dair sahip olduğumuz hatalı fikirler
Birçoğumuz hayal ettiğimiz hayat ile gerçekliğimizin arasında öz güvensizliğin bulunduğuna inanırız. “Daha öz güvenli olsaydım,” ile başlayan cümlelerle ya kaçırdığımız fırsatları, tanışabileceğimiz kişileri, başlatabileceğimiz işleri düşünür pişmanlık yaşarız ya da hayallerimize erişmenin tek yolunu “daha öz güvenli olabilmeye” endeksleriz. Bu düşünce yapısı da öz güveni bir tür sihirli değnek veya başarılması gereken bir hedefe dönüştürür. Zihin asıl istenilen hayale nasıl ulaşabilirim diye düşünmekten çok, öz güvenli olmaya odaklanır.
Hayallerimize doğru atmamız gereken adımlar için bu kez öz güven kazanmayı beklemeye başlarız. Yapılması gerekenler listesine bir yeni madde daha eklenir: Öz güven kazanmak!
Öz güven gerçekten nedir?
Gerçek öz güven ne bir sihirli değnek ne de nihai amacımız olmalıdır. Bilyeu’ye göre asıl önemli olan o öz güvenle ne yapacağımızdır. Yazdığı kitapta öz güven için “radikal” kelimesini kullanması da aslında öz güvenin ne beklenmesi ne kazanılması ne arttırılması gereken bir “yetenek” olduğunu vurgulamak içindir. Ona göre öz güven; korku duymaya, endişelenmeye, gerekli yetilere sahip olmadığını düşünmeye rağmen ilk adımı atabilmektir. Çünkü ancak o zaman hayal edilenlere doğru, somut bir gelişme elde edilebilir.
Bilyeu, “Sadece başlayın,” önerisi ile zihni öz güvenli olmaya sabitlenmekten aksiyonun kendisini düşünmeye çağırır. Her gün nihai amaç doğrultusunda minik adımlar atmak öz güvenli olmayı beklemeden hayallerimizi gerçekleştirmeye başlamamızı sağlar.
Örneğin, toplum içinde bir konuşma yapacaksınız ve çok kötü geçeceğini düşünüyorsunuz çünkü toplum içinde iyi konuşabilen kişilerin öz güvenli olduğunu, sizinse bu öz güvene sahip olmadığınıza inanıyorsunuz. Bu durumdan başarı ile ayrılabilmek için Bilyeu şunu diyor: “Nihai amacınız sahneye öz güvenli çıkmak değil, sahneye çıkıp konuşmanızı tamamlamak.”
Tabii ki bu cümleyi söylemesi yapmasından çok daha kolay! O hâlde bu cümleye zihni, bedeni ve ruhu inandırmak için ne yapabiliriz? Sahip olduğumuz tüm bilgi ve yetileri kendimizi o sahneye çıkarmak için kullanabilir, bir aksiyon planı oluşturabiliriz:
- Size teklif edilen her güzel fırsata hiç düşünmeden evet deyin.
- Evet dedikten sonra içinizde uyanan anksiyete ile başa çıkmaya hazırlanın. Belki ilk defa böyle bir şey yapacaksınız, tabii ki hata yapabilirsiniz. Kendinize biraz şans tanıyın ve kararınızdan vazgeçmeyin.
- Bedeninizi o korktuğunuz işi yapmaya ikna etmek içinse müzikten faydalanın. Sizi en motive eden, harekete geçiren favori şarkınız ne? Tam sahneye çıkmadan önce o şarkıyı tekrar tekrar dinleyin.
- Her süper kahramanın kostümlü olmasının bir sebebi var. Siz de kendi kostümünüzü bulun. Saçınız, kıyafetleriniz, makyajınız nasıl olduğunda kendinizi her işi başarabilir gibi hissediyorsunuz? Kendi kostümünüzü bulun ve konfor alanınızdan her çıktığınızda onu giyin.
- İlk adımı atıp aksiyona geçtikten sonra, oluşturduğunuz bu düşünce yapısını nasıl güçlü tutucaksınız? Bilyeu, bilinçaltı mesajlarından faydalanıyor! Gözünüzü kapatın ve telefonunuza sizi motive edecek o cümleyi, “Sen halledersin!”, rastgele saatlere alarm olarak kurun. Hayatın akışı içinde sizden size küçük moral konuşmaları gelecek!
Doğru düşünce yapısının gücü
Bilyeu’ye göre yukarıdaki gibi bir düşünce yapısı oluşturmak, başarıya giden yolda öz güvenli olmayı bir zorunluluk olmaktan çıkarıyor. “Öz güvenli olduğunuzu düşünün veye düşünmeyin, doğru bir düşünce yapısına sahipseniz yapamayacağınız hiçbir şey yok.”
Örneğin; “Bunu başarmak imkânsız.” yerine “Ben bunu başarmanın bir yolunu bulacağım.” demek bambaşka bir bakış açısı sunar. Zihin, biz farkında olmasak da her daim başarmanın bir yolunu arar çünkü istenilenler imkânsız değildir. Belki zordur, önünde çok engel vardır ama ne kadar çok sorun varsa o kadar fazla çözüm de vardır! “Ne yaptığımı bilmiyorum ama durmayacağım ve mutlaka bir yolunu bulacağım.” sözü Bilyeu’nun 5 sene içinde kurduğu 1 milyar dolarlık işinin önünü açmış.
Neden bazen ilk adım başarı ile sonuçlanıyor bazen sonuçlanmıyor?
Peki, bu cümleleri kendine söyleyenler 5 sene içinde 1 milyar dolarlık bir iş mi kuruyor? Hayır! Bilyeu’ya göre bazı girişimcilerin çok başarılı bazılarının ise başarısız olması duygularını nasıl regüle ettiklerinde gizli. “Daha iyiye erişmek için duygularınızı bir kenara koymalısınız.” diyen Bilyeu aslında her duyguyu kast etmiyor.
Başaramama korkusu, utanç, başkaları ne der endişesi, diğer kişilerin düşüncelerine çok değer vermek gibi insanı konfor alanının içinde belki sonsuza dek tutabilecek duygular bir kenara konulmalıdır! Hayallerimiz ile gerçekler arasında duran öz güvensizlik değil, dışarıdan tasdik arayışımızdır. Eğer öz değer içeriden değil de dışarıdan; aileden, arkadaşlardan, somut başarılardan gelirse kişi hiçbir zaman kendine hata yapma, risk alma, konfor alanından çıkma şansı tanımaz çünkü başarısızlık, dışarıdan gelen tasdiği her an kesebilir! Eğer tasdik kişinin içinden geliyorsa; kişi kendinin en büyük motive edicisi ve destekçisi ise, risk almak, hata yapmak, yeniden denemek hiçbir çekince gerektirmez. “Hata yaptım ama ayağa kalktım ve devam ediyorum. Bravo bana!”
Öz güvenli kişiler “başaramama korkusu”nu “fırsat” olarak değerlendirebilen, perspektiflerini değiştirebilmiş kişilerdir. Bu kişiler gerçek anlamda hata yaptıklarında veya başarısız olduklarında da bir adım geri atabilir, büyük resme bakarak “Bu, gerçekten ne kadar kötü?” diyebilirler. Bu da hatalarını iyiye dönüştürmelerine; ya ders almalarına ya da hatalarını yepyeni bir fırsata çevirmelerine olanak tanır.
Duygu ayıklığı
Peki, duygular düşünce yapısında nasıl ayrıştırılır ki karakter dışı hareketler yapabileceğimiz bir duruma gelmeyelim? Bilyeu’nün “duygu ayıklığı” olarak adlandırdığı beceri, aslında duygu kontrolü yapmaktır. Önümüze çıkan tüm engelleri aşabilmenin, bizi sinirlendiren, üzen kişiler karşısında soğukkanlılığımızı korumanın, bize ve isteklerimize yardım edecek kararlar alabilmenin, köprüleri yakmamanın yolu duygularımızı kontrol edebilmemizden geçer.
Bilyeu bu gibi “yoğunluklu anlarda” duygular ile değil düşünce yapısı ile hareket edebilmek için müzik dinlemeyi, o durumdan bir yalan ile, “Gitmem gereken çok önemli bir randevum var!” diyerek uzaklaşmayı, ama en önemlisi kendimizi ve neye nasıl tepki verdiğimizi öğrenmemizi öneriyor.
Girişimcilere girişimcilerden tavsiyeler
Kendisi de her şeyden önce bir girişimci olan Bilyeu, tüm girişimcilere, kendi yaşadığı talihsiz sağlık sorunlarından da yola çıkarak, birinci önceliklerine sadece, kayıtsız şartsız kendi sağlıklarını koymalarını önerir.
İkinci olaraksa acı bir gerçeği yüzümüze vurur: “Bazen hayal ettiklerimiz ile yaşamak istediğimiz hayat birbiri ile paralel ilerlemez. Bu çok normal, sadece süreç sırasında kendinize bunu itiraf edin!”
Belki hayaliniz için hafta sonları da çalışmanız gerekiyor ama sizin yaşamak istediğiniz hayat cumartesileri arkadaşlarınızla dışarı çıkabileceğiniz bir hayat. Belki hayalinizi başarmak için her sabah 6’da uyanmak, yaşamak istediğiniz şekil değil. Tüm bunlar bir adım geri atmak, hayalinizi, isteklerinizi gözden geçirmek ve belki de yepyeni bir yöne doğru gitmek için çok geçerli sebepler!