Beste Önal spor tutkusunu kariyere dönüştürerek 2012 yılından beri sporcu kimliği ile aktif olarak rol oynamaktadır. Milli yüzücü ve triatlet olan Önal, kadınları spor yapmaya teşvik eden Bu Kızlar Nereye Koşuyor spor grubunun kurucusu ve aynı zamanda 2 sene boyunca Nike Run Club Coach’u olarak koşu kültürünün yaygınlaşmasına destek verdi. Başarısının sebeplerinden biri olan sabah rutinini Live To Bloom için anlattı.

Sabahları genelde çok erken uyanıyorum. Eski yüzücü olduğum için 6-7 yaşından beri sabah erken kalkma alışkanlığım var. O zaman hep 6:00-8:00 arası antrenman yapar, sonra okula giderdik. Şimdi de 5:00-5:30 gibi kalkıyor, 6:00-7:00 gibi koşuyorum. Kendi sporumu sabah çok erken yapmayı tercih ediyorum. En geç 9:00-10:00 gibi kendimle alakalı olan işlerimi bitirmeye çalışıyorum. Sonra da günlük rutin işlerim var.

Sabah uyanır uyanmaz su kaynatıp içine yarım limon sıkıp onu içiyorum. Eğer canım tatlı bir şey istiyorsa, açlık hissediyorsam içine bir kaşık Apitera koyuyorum, 2 dilim de zencefil ekledikten sonra onu çay gibi içiyorum. Düşük tempo koşacaksam genelde bir şey yemeden antrenman yapıyorum. Ama yüksek tempolu bir antrenmanım varsa muz, kuruyemiş, hurma, 1 dilim ekmek ve peynir gibi hafif ve hızlı sindirilebilir şeyler yiyorum. Bazen koşu öncesinde kahve içiyorum. Ayılamadıysam eğer kahve içmek spordan önce iyi geliyor.

“Günün en sevdiğim ve en çok yediğim öğünü kahvaltı. Her şeyi yiyor olabilirim! Avokadoyu çok seviyorum, yumurta mutlaka yemeye çalışıyorum.”

Yeşillik her zaman olmasa da yemeye çalışıyorum. Ekmeği çok seviyorum. Ekmekten hiçbir şekilde vazgeçemiyorum. Yumurta yediğim noktada mutlaka 1 kaşık reçel yiyorum çünkü o tatlı tuzlu dengesi benim vazgeçilmezim. Ayrıca bol peynir yiyorum. Lor peynirini çok seviyorum. Protein oranı yüksek yağ oranı nispeten daha düşük. Avokado ve lor karışımı bence mükemmel üzerine biraz da bal koyduğumda koşmaya hazırım!

Hedefe göre değişmekle beraber, örneğin bir yarı maraton koşma hedefim olduğunda 1 saat 1 buçuk saat aralığında koşuyorum ve bu da 8-15 km aralığında bir antrenmana tekabül ediyor. Genelde sahilde koşuyorum. Interval antrenmanım olduğunda pistte koşmak için ENKA’ya ya da Maltepe’ye gidiyorum. Onun dışında genelde sahil şeridinde oluyorum. Sabahları beni Bebek sahilinde görebilirsiniz!

“Koşmak benim için meditasyon. Bunu özellikle doğum sonrası anladım.”

Fazla kilolarım vardı, sürekli emzirme ve çocuk bakımı halindeydim. Günlük kendime ayırdığım bir saatte çok düşük tempoda koşarak postpartum dönemi sendromunu atlattım. Bu bana çok çok iyi geldi. Ya hiçbir şey düşünmediğim ya da planlarımı toparlayıp sonuca ulaştığım bir saat aralığıydı benim için. Koşmaktan normalde zevk aldığımdan çok daha fazla keyif aldım o dönemde.

40’lı yaşlara yaklaşırken cildime artık daha fazla dikkat etmem gerektiğini fark ettim. Sporda çok fazla toksin atıyorsunuz. Bu yüzden cilt sağlığına daha çok özen göstermek gerekiyor. Şu an kullandığım ürünleri ise Londra’dan getirtiyorum. Onarıcı olmalarına dikkat etmeye çalışıyorum. Sanırım bu, bundan sonra kendime yapabileceğim en büyük yatırım olacak. Ancak bence en önemli bakım kremi su; cildi nemlendiriyor ve parlatıyor.

Konu ile ilgili “daha fazla” bilgiye aşağıdaki yazılardan da ulaşabilirsiniz:





BLOOM SHOP