Vietnamlı keşiş, Zen budist Thich Nhat Hanh’dan mutluluk postası!

Yaptığımız bir çok şeyi gerçekten yapmak istediğimiz için değil, bize öğretilen ezberler üzerinden yaptığımız bir gerçek. Mesleğimize, evliliğimize, toplumsal rollerimize, hatta ve hatta cinsel tercihlerimize dahi yansıyor bu yapma-etmeler.

Anne babamız istedi diye belli bir mesleği seçiyor, dönmek istemediğimiz ülkelerden onlar mutlu olsunlar diye dönüyor, onlar üzülmesinler diye eşcinsel olduğumuzu -kimi zaman kendimize dahi- itiraf edemiyor, evlenmek istediğimiz için değil de istenen bir birey olduğumuzu kendimize ve başkalarına kanıtlamak adına evlenebiliyor, herkes yapıyor diye çocuk sahibi olabiliyoruz. Başarılı olmak için gece gündüz çalışıyor, aslında işkolikliğin yaşamı kaçırmaya mal olabileceğini atlıyoruz. Her şey mükemmel olacak diye gece uykularımız kaçarken biz yaşamı kaçırıyoruz.

Eflatun’un dediği gibi, hiç ölmeyecekmiş gibi yaşıyor ve hiç yaşamamış gibi ölüyoruz.

Ezber bozmak kolay olmasa da bize huzur, sağlık ve mutluluğun kapılarını açabilecek ve aslında bütün bunlardan daha da önemlisi bizi öz benliğimize yaklaştıracak tek yol aslında. Çağın tüm zihinsel ve fiziksel hastalıklarının sebebi hastalıklı düşünce biçimimiz. Ve anlamsız konuları öncelik yapmayı öğrenmiş olmamız.

İlginizi çekebilir: Kaygı Bozukluğu (Anksiyete) ile Başa Çıkma

Dünyaca ünlü Vietnamlı keşiş Thich Nhat Hanh “The Art of Living” adlı kitabında, mutluluk hakkında muhteşem ve elbette ezber bozan tespitler yapıyor. Bu haftaki yazımda sizlerle bu tespitleri paylaşmak istiyorum. Aslında tüm kitabı çevirebilmek isterdim ama seçtiğim önemli bölümleri çevirmekle yetineceğim.

Thich Nhat Hanh’tan bugünün toplumuna…

“Kendimizle barışık değiliz. Bedenimizi ve duygularımızı iyileştirmek bize zor geliyor. Acımız bize ağır geldiği için korkuyor ve sürekli kendimizden kaçıyoruz. Bu, içinde yaşadığımız toplumun en tanımlayıcı özelliklerinden biri.

Fakat kendimizden kaçtığımız sürece içimizdeki acıyı nasıl iyileştireceğiz? Kendimize iyi bakmazsak en sevdiklerimize nasıl iyi bakacağız? Tabiat Ana’ya nasıl iyi bakacağız? Tabiat Ana’nın bizi besleme ve iyileştirme kuvveti var ama biz ondan kaçıyoruz, hatta bununla da kalmıyor ona zarar veriyor, onu yok ediyoruz. Teknoloji ise kendimizden, ailemizden ve doğadan kaçmak konusunda daha da ustalaşmamıza izin veriyor.

Bir devrime ihtiyacımız var, nazik bir devrime, bir uyanışa. Baş kaldırmalıyız. “Böyle devam etmek istemiyorum! Yaşamak bu değil! Yaşayacak zamanım yok. Sevecek zamanım yok!” diyebilmeliyiz. Bilincimizde bu devrim başladığında, ailemizde ve toplumumuzda da radikal bir değişim yaşanacaktır.”  

“Hepimiz huzursuz hissetmenin ne demek olduğunu biliriz. Huzursuzluk, kendi içimizde rahat hissetmenin tam tersidir. Bir çeşit zihinsel heyecandır. Durduğumuz yerde duramayız. Her şeyi aceleyle ve bir işten başka bir işe koşturarak yaparız. Her neredeysek bir başka yerde olmayı düşünürüz. … Paraya ihtiyacımız olduğu için ya da gerçekten yapmak istediğimiz için değil, içeride, derinlerde bir yerde hissettiğimiz acıdan bizi uzaklaştırsın diye işimize sığınırız.

İlginizi çekebilir: Kötü Alışkanlıkları Bırakmanın 6 Adımı

İşte başarı duygusunu deneyimler ve hiç farkında olmadan işimize bağımlı bir hale geliriz. Bazen de bu sığındığımız şey filmler, diziler, internet, bilgisayar oyunları ya da saatlerce müzik dinlemek olur. Bunların kendimizi daha iyi hissettirdiğini düşünürüz. Fakat onları kapattığımız anda kendimizi yine önceki gibi hatta belki öncekinden daha da kötü hissederiz. Telefon ya da bilgisayardan medet ummak ve kendimizi başka bir dünyaya kaptırmak bir alışkanlık haline gelmiştir. Biz bunu hayatta kalabilmek adına yaparız. Oysa sadece hayatta kalabilmekten daha fazlasını isteriz. Yaşamak isteriz.

Alışkanlık enerjisine yakından bakmamız gerekir. Televizyonu açtığınızda izlediğiniz programı gerçekten izlemek istiyor musunuz? Yemeğe uzandığınızda gerçekten aç olduğunuz için mi uzanıyorsunuz? Neden kaçıyorsunuz?

İlginizi çekebilir: Sezgisel Yeme: Bilinçli Beslenmenin Püf Noktaları

Gerçekten aç olduğunuz şey ne?

Farkındalık enerjisi hangi duygunun geldiğini ve bizi kaçmaya zorladığını tespit etmemizi sağlar. Bilinçli olarak nefesimizde güçlü bir şekilde köklendiğimiz zaman kaçmak zorunda olmadığımızı, bize acı veren duyguları bastırmak zorunda olmadığımızı anlarız. İçimizde olup biteni net bir şekilde görebilir ve durma, duygularımızı kucaklama ve gerçek anlamda kendimize iyi bakma şansını değerlendirebiliriz.” 

“Çok az insan gerçek anlamda özgür. Fazla meşgulüz. Milyonlarca dolarımız da olsa, şan şöhret sahibi ve etki sahibi dahi olsak, içimizde özgür hissetmedikçe gerçek anlamda mutluluğu yakalayamayız. Dünyada en çok istediğimiz şey ise özgürlüktür.” 

“Zihinlerimiz, bir sürü tohumu barındıran bir bahçe gibidir: Orada neşe, huzur, farkındalık, anlayış ve sevgi tohumları olduğu gibi aynı zamanda hırs, öfke, korku, nefret, unutkanlık tohumları da vardır. Davranışlarımız ve yaşam kalitemiz hangi tohumları suladığımıza bağlıdır. Tıpkı bahçeye domates tohumu ektiğimizde domateslerin büyümesi gibi, zihindeki huzur tohumlarını suladığımızda da huzurumuz büyür. Mutluluk tohumlarını suladığınızda, yaşamınızdaki mutluluk büyür. Yani kısacası bilinçli bir bahçıvan olmalı ve yetiştirmek istediğiniz tohumları seçicilikle sulamalıyız.”

İlginizi çekebilir: Mutluluk Formülleri

“Çoğumuz başarılı olmak isteriz. Kendi alanımızda iyi olmak isteriz. Bir numara olmak isteriz. Ancak bir numara olduğumuzda mutlu olabileceğimizi düşünürüz. Ama bir numara olmak için tüm zamanınızı ve enerjinizi işinize ayırmanız gerekir. Aileniz, arkadaşlarınız ve kendinizle geçirebileceğiniz kaliteli zamandan feragat etmeniz gerekir. Genellikle bir numara olmak adına sağlığınızdan ve mutluluğunuzdan feragat edersiniz. Eğer mutlu değilseniz, bir numara olmanın ne önemi kalır ki?

Bir seçim yapmalısınız: Bir numara mı olmak istiyorsunuz yoksa mutlu olmak mı?

Başarılarınızın kurbanı olabilirsiniz. Ama hiçbir zaman mutluluğunuzun kurbanı olmazsınız. Mutluluk yolunu seçtiğiniz zaman işinizde başarılı olma olasılığınız da artar.

“Çevrenizde herkes çok meşgul olduğunda, uyum sağlamak adına kendinizi daha da meşgul tutuyorsunuz. Başkalarının en yüksek mertebeye gelme taktikleri olduğu için siz de hem işte hem de sosyal çevrenizde bu taktikleri benimsiyorsunuz. Belki belli bir süre için başarılı da oluyorsunuz, ama en nihayetinde, bu ayak uydurma/uyumlanma hem bireysel olarak kendine hem de tüm insan ırkına zarar verici bir davranış.” 

“Acı geldiği zaman onun için orada bulunmalıyız. Ondan kaçmamalı ve tüketime, kafa dağıtmaya ve eğlenceye yönelerek acının üzerini örtmemeliyiz. Onu sadece görmeli ve tıpkı bir annenin ağlayan bebeğini kucakladığı gibi kucaklamalıyız.”  

İlginizi çekebilir: Acı ile Baş Etmenin Yolları

“Düğümlerimizi çözmek için cesaret ve kararlılığa ihtiyacımız var. Yaşamımızı, en derin değerlerimiz, arzu ve amaçlarımız doğrultusunda yeniden şekillendirmek cesaret ister. Bizi zorlayan ve strese sokan projelere kapılıp gitmemek, bu yolda kendimizi ve sevdiklerimizi ihmal etmemek kararlılık ister. Partnerimizle, bir arkadaşımızla ya da aile bireylerimizden biriyle karşılıklı oturmak ve iletişim kanallarını açmak cesaret ister.

… önceliklerinizi doğru belirlediğinizde, sırtınızda taşıdığınız huzursuzluk, öfke, endişe ve dargınlıkları bırakabilirsiniz.”

“İnsanoğlu Homo sapiens haline gelmeden önce, Homo Habilis’ten Homo Erektus’a evrildi. Ve evrimimizin her etabı öğrenme sonucu meydana geldi. Bazı insanlar yeni bir tür olan Homo Conscious’dan bahsediyorlar; bilinçli bir farkındalık kapasitesi olan insanlar. … Onlar eylemleri farkındalıkla yapmayı öğrenenler. Farkındalıkla yürüyor, farkındalıkla yiyor, farkındalıkla çalışıyorlar. Onlar, farkındalığın konsantrasyon ve -yaşamlarını daha derin ve tehlikeyi önleyecek şekilde yaşamalarına izin veren türde- bir sezgi/içgörü olduğunu öğrendiler.” 



Arzu Özev

1983 yılında İstanbul’da doğan Arzu, Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra University of Massachusetts Amherst’te psikoloji okuduğu yıllarda, Sudarshan Kriya nefes tekniği ve yoga öğretisiyle tanıştı. Hindistan başta olmak üzere, Yeni Zelanda, Güney Afrika, ABD ve Almanya’da kişisel gelişim ve yoga konusunda birçok eğitim alarak, sertifikalı eğitmen oldu. Dünya çapında 150...



BLOOM SHOP