Yeni yıla sayılı günler kala, daha mutlu ve sağlıklı bir gelecek için, geçmiş yıllardan süregelen yaklaşımlarla 2020 Wellness Trendleri üzerine yoğunlaşmaya devam ediyoruz. Çok fonksiyonlu bedensel aktiviteler, hücresel ihtiyaçlara göre beslenme, hayata karşı tutumumuz ve çevresel endişelerimiz artık her zamankinden çok daha farklı ve kapsamlı!
Wellness, günden güne daha bütünsel bir kavram haline geliyor ve konu artık sadece “ben” olmaktan çıkmış durumda. Gelişmekte olan trendlerle hepimizin kitlesel bir değişim için bireysel adımlar atılması gerektiğini savunuyor, bu sayede kendi hayatımızla birlikte yaşadığımız çevreyi de daha fazla güzelleştirebileceğimize inanıyoruz.
İşte şimdi 2020’ler kapıda! MindBodyGreen ve Well and Good’un yayımladığı 2020 Wellness Trendleri Raporu’ndan yola çıkarak oluşturduğumuz seçkiyle, Wellness dünyasına ait gelişmelerin önümüzdeki 10 yılda nereye doğru evrilmeye başlayacağına hep beraber göz atalım. İşte 2020 Wellness Trendleri!
Daha aktif bir yaşam
Yoğunlaşan hayat temposunda kendine yer bulamayan bedensel aktiviteler ve sağlık kontrolleri yepyeni bir formla modern çağın hızlı düzenine adapte oldu. Günlük işlerimizin arasına programımıza göre esneyebilen egzersizler koymak, bedensel sağlığımızın farkında olmak ve hayat tarzımızı buna uygun düzenlemek bize daha kaliteli bir yaşam sürdürme şansı veriyor.
1. Akıllı spor programları ile “spor yapacak vaktim yok” tarih oluyor!
Günümüzde her sektörde ve konuda kendini gösteren esnek yaklaşımlar ve kişiselleştirme, spor dünyasında da etkilerini gösteriyor. Artık spor, günlük programların arasına rahatlıkla yerleştirilebilen ve kişinin rutinine göre ayarlayabildiği bir aktivite halini aldı.
Yeni trende çoktan uyum sağlayan birçok spor salonu, aralıksız 1 saati aşan ders seansları yerine 10-15 dakikalık parçalara bölünmüş halde esnek programlar sunuyor. Bu esnek programlar sayesinde derslere kolaylıkla girip çıkmak ve dolayısıyla spora hiç geç kalmamak sağlanabiliyor. Bu yenilikçi yaklaşımla kırılan “ya hep ya hiç” algısı sayesinde, pek çok insan sağlıklı ve aktif bir hayat tarzını benimseyebilecek gibi.
2. Megaformer ile maksimum verim
Pilatesin belki de en çok tercih edilen hali reformerdan ilham alan Megaformer, spordaki “daha sert, daha iyi, daha hızlı, daha güçlü” anlayışını yıkarak mümkün oldukça yavaş hareketlerle kaslara dayanıklılık ve kuvvet kazandırmaya odaklanıyor. Oldukça popüler olmaya başlayan bu sistem, vücut geliştirme tekniklerinin reformer pilates ile desteklenmesi olarak açıklanıyor.
İnsanlara yoğun programlarına sıkıştırdıkları spor seanslarından almak istedikleri maksimum verimi sağlayan, kemikleri ve eklemleri zorlamadan vücudun bütün kaslarına hitap eden Megaformer, 2020 Wellness Trendleri arasında öne çıkarak şimdiden birçok stüdyoda da yerini almış durumda!
İlginizi çekebilir: Denemeniz Gereken 5 Egzersiz Çeşidi
3. Genç görünmek değil, genç hissetmek popülerleşiyor
Son yıllarda popüler olan akımların ortak noktası olan “kendine değer verme” insanlar tarafından oldukça hızlı kabul gördü. Artık trend; kendimizle barışık olmak, makyajsız selfieler çekmek, vücudumuzu, kusurlarımızı ve kırışıklıklarımızı sevmek, onlarla gurur duymak haline geldi. Bu durumun sonucu olarak da yaşlanma karşıtı ürünlere olan talep azalırken, yaşadığımız hayatın her gününü sağlık ve mutlulukla geçirebilmemizi sağlayacak kaynaklara olan yönelim arttı.
Sağlığın hücresel boyutta bir anlam kazanmasıyla sahip olduğumuz hayatı en sağlıklı ve kaliteli şekilde yaşamamız için yapılan araştırmalar hız kesmeden sürüyor. Bu süreçte odaklanılan şeyler ise tedaviden çok hayat kalitesini genel olarak arttıracak, hastalıkların oluşmasını en baştan engelleyecek ve kişilere göre düzenlenecek hayat planları. Bu planlar beslenme, egzersiz ve uyku düzeni gibi birçok kategoriyi kapsarken esas amaç kişinin kendi biyolojik özellikleri doğrultusunda en kaliteli şeklide yaşayabilmesi.
İlginizi çekebilir: Gerçek Güzellik Nedir?
4. Akıllı saat ile bedeninizin ritmini keşfedin
Eylül 2019’da tamamladığı tüm yeniliklerle kalp atışınızı, uyku kalitenizi, stres seviyenizi, menstrual döngünüzü ve doğurganlık zamanlarınızı ölçen akıllı saatlerin 2022 yılına kadar popülerliğinin daha da fazla artacağı öngörülüyor. Bu sayede ne yiyeceğinizden, nasıl hareket etmeniz gerektiğine, uyku ihtiyacınızdan stresinizin arttığı zamanlara kadar vücudunuz hakkında birçok bilgiye de sahip olmak mümkün.
Önümüzdeki senelerde de taşınabilir cihazlar ve akıllı telefonlar kişisel sağlık verileriyle ilgili önemli gelişmelere yoğunlaşmaya devam ederek kendi bedenlerimizle ilgili gelişmeleri daha yakından takip edebilmemiz için bize yeni fırsatlar sağlayacak gibi görünüyor.
Zihinsel uyanış
Sağlıklı yaşama sahip olmayı bir bütün olarak ele almamız gerektiğini artık hepimiz biliyoruz. Wellness dediğimizde bedeni zihinden ayrı tutmak tabii ki mümkün değil. Anksiyeteden ve depresyondan uzak, mutlu, sakin ve konsantre bir zihin için, 2020 yılında ve devamında çok konuşulacak gelişmelerden bazıları!
1. Dopamin orucu: Keyif vericileri sınırlamak beynin dopamin algısını değiştiriyor
Slikon Vadisi’nden doğan “dopamin orucu”, keyif vericileri sınırlamaya dayanan, aslında aşina olduğumuz bazı trendleri de bünyesinde barındıran bir “dengelenme” yöntemi. Netflix ve sosyal medya gibi teknolojinin sunduğu kolay ulaşılabilir seçenekler, değerli vakitlerden çalarak bizleri küçük ekranlara bağımlı hale getiriyor. Bu bağımlılığı kırmak amacıyla oluşturulan dijital detoks veya hazır gıdaya dönen yeme alışkanlıkları arasından lezzetli bir tatlıyı yeme isteğini bastırma hali dopamin orucunun bir parçası.
Bilimsel olarak açıklamak gerekirse beyin, sürekli olarak keyif veren aktivitelere maruz kaldığında dopamin hormonuna karşı duyarsızlaşmaya başlıyor. Bu nedenle bir süre sonra yediğiniz bir dilim çikolatalı pastanın verdiği mutluluk size yetmemeye başlıyor ve ikinci bir dilime ihtiyaç duyuyorsunuz. Dopamin alıcılarını oruç yöntemiyle dengede tutmayı amaçlayan bu trend, kendimize daha fazla “detoks” uygulayarak mutluluğu daha yoğun bir şekilde hissedebileceğimizi ortaya koyuyor.
İlginizi çekebilir: Dijital Minimalizm: Gerçek Hayata Bağlanmanın 4 Yolu
2. Ölüm bilinci, wellness’ın bir parçası haline geliyor
Yıllardır süregelen ölüm korkusu, yas ve cenaze süreçlerine bakış açısı son yıllarda ölüme dair farkındalığın artmasıyla değişmeye başladı. Birçok kişi artık 2020 yılında ölümün, sadece “yokluk” hissini çağrıştırmaması gerektiğini düşünüyor. Ölüm bilinciyle hayatı algılama, kaliteli ve mutlu yaşamaya dair farkındalık geliştirme gibi yönelimler artış gösterirken ölüm anına ve ölüm sonrasına dair kalıplaşmış bazı fikirler de el değiştiriyor.
Yapılan incelemelere göre, insanlar artık hastanelerde yoğun tedaviler altında son günlerini geçirmek yerine evinde, huzurlu ve sevdikleriyle dolu bir ortamda, acıyı çoğaltmadan yaşamlarını sonlandırmayı tercih ediyor. Ayrıca ölüm sonrası cenaze uygulamalarının da çevreye ciddi ölçüde zarar verdiği tespit edilmiş durumda.
Örneğin tabut ile gömülme, doğada uzun süre kaybolmayan yabancı maddelerin toprak altına karışmasına ortam hazırladığı için ekolojik dengeye zarar veriyor. Ülkemizde yaygın olmayan ancak tüm dünyada kabul gören bir başka cenaze çeşidi olarak cesedin yakılması ritüeli ise sera gazı salınımına neden oluyor. 2020 Wellness Trendleri arasında yer alan ölüm bilinci ile “her şeyin sonu” olarak kabul görmüş bir konuda bile daha duyarlı, bilinçli ve mantıklı bir yaklaşıma doğru ilerleme söz konusu.
İlginizi çekebilir: Stephen Jenkinson: Ölüm Manifestosu ve Yaşam Üzerine
3. Cinsel devrime hoş geldiniz!
2019’da yayınlanan “Fleabag” Tv serisi, cinsel tabuları eleştiren konusuyla yılın gözde dizilerinden biri oldu. Cinsel keşif konusu, 2020 Wellness Trendleri arasında da hem zihin hem de bedende başlayan bir devrim olarak yerini alıyor. Önümüzdeki yılların mutlu ilişkilerin, orgazmın ve cinsel ihtiyaçların karşılıklı dürüstlük ve saygı çerçevesinde ele alındığı yıllar olması beklenenler arasında.
Ayrıca önümüzdeki yılda geliştirilerek daha fazla görünürlülüğe ulaşacak olan doğurganlık yöntemleri, kadınlar üzerindeki kısırlık endişesini azaltmaya hazırlanıyor. 2020 yılında, geçmiş yıllara oranla daha fazla ulaşılabilir hale gelecek olan tüp bebek yöntemleri, yumurtalık dondurma ve rahim içi inseminasyon; cinselliği olumsuz yönde etkileyen kaygıları kontrol altına almaya yardımcı olabilir.
İlginizi çekebilir: Cinselliğin Keşfi: En Çok Merak Edilen 5 Soru
Doğru beslenme
Tükettiğimiz besinler hakkında her geçen gün daha da bilinçlendiğimiz bu dönemde, beslenmeye dair sabit doğrular ortadan kalktı. Yemek yemenin karın doyurmaktan çok daha içerikli bir anlama kavuştuğu günümüzde vücudumuzun ihtiyaçlarını anlamamız ve beslenmeyi buna göre ayarlamamız artık bir öncelik halinde. Etik veya sağlık nedenleriyle belirli besin gruplarını kısıtlamak veya kesmek isteyenler, yeni beslenme yöntemlerine ve alternatif besin kaynaklarına yöneliyor.
1. Vegan etler çeşitleniyor
Bu güne kadar gıda hakkında doğru bildiğimiz neredeyse tüm bilgilerin güncellenmesiyle son olarak beslenmemizin olmazsa olmazı sandığımız hayvansal proteinleri sorgulamaya başladık. Bu süreçte piyasaya çıkan bitkisel kaynaklı etler, başta et yiyen insanlar olmak üzere birçok insan tarafından oldukça fazla ilgi gördü.
Bugüne kadar yediğimiz etlerden lezzet, doku veya görüntü olarak hiçbir farkı olmayan yeni nesil vegan köfteler, tüketicilerden aldıkları pozitif tepkiler karşısında ürün segmentlerini genişletmeye karar verdi. Kümes hayvanlarını ve deniz ürünlerini de segmentlerine katan bitkisel kaynaklı et üreticileri, oldukça geniş bir ürün yelpazesiyle raflarda yerini almaya hazırlanıyor.
2. Karnabahar tahtını nohuta kaptırdı!
Yeni beslenme alışkanlıklarının revaçta olduğu bu süreçte makarna ve pirinç gibi gıdaların az kalorili versiyonlarını kabak, karnabahar ve salatalık gibi nispeten besin değerleri düşük olan sebzelerle yeniden yaratma dönemi sona erdi. Beslenme konusunda gün geçtikçe bilinçlenen bireyler artık sadece düşük kalorili gıdalarla midelerini doldurmakla değil, yedikleri gıdaların besleyici olmasıyla da ilgileniyor.
Bitkisel proteinlerin de yükselişe geçmesiyle alternatif protein kaynaklarına yönelen kişilerin radarına takılan nohut, yüksek besin değerleriyle kullanmaya alıştığımız sebzelerin yerini çoktan aldı. Nohut kullanmayı tercih edenler, ekmekten dondurmaya birçok gıdanın hammaddesi olmaya elverişli olan bu gıdayı diyetlerine çoktan almış durumdalar!
İlginizi çekebilir: Metabolizma Hızlandırıcı 8 Besin
3. Yeni nesil sürdürülebilir keto: “Keto 2.0“
Ketojenik beslenme, düşük karbonhidrat, yüksek protein, lif ve yağlardan oluşan bir beslenme şekli. Basitçe,tüketilen gıdalarla vücudun ketosis moduna geçirilmesi ve metabolizmanın yakıt olarak glikoz yerine yağ ve ketonları kullanmaya başlaması olarak açıklanıyor.
Bu diyet, ketojenik beslenme tarzının kan şekeri kontrolü, kilo kontrolü, beyin ve metabolizma sağlığı gibi konularda oldukça olumlu etkilere sahip olduğunun ortaya çıkmasıyla birçok kişi tarafından tercih edilmeye başlandı. İnsanların yoğunlukla yüksek lif içeriğini atlayarak hayvansal besinlere ve satüre yağlara yönelmesiyle sağlıksız bir hal alan ketojenik diyet, Keto 2.0 adı altında baştan yapılandırıldı.
Yüksek lif içeren düşük kalorili sebzelerin ağırlıkta olduğu, sağlıklı yağlar ve protein kaynaklarıyla desteklenen bir beslenme programına dönüşen keto, bitkisel ağırlıklı versiyonuyla yeni beslenme trendlerine de uyum sağlıyor.
Çevresel duyarlılık
Gelişen teknolojiyle hayatı kolaylaştırmayı hedeflerken doğayı göz önünde bulunduran incelikleri göz ardı etmemek önemli. Beslenme, güzellik ve tekstil, sağlık, ev dekorasyonu gibi birçok alanda yer alan ürünlere çevreye duyarlı bir bilince sahip olmak 2020’nin en çok konuşulan trendleri arasında!
1. Çevresel anksiyete, pozitif gelişmelere kapı aralıyor
2019 yılında meydana gelen gelişmeler; küresel ısınma, iklim değişikliği, yaşanan doğa olayları, iklim aktivistlerinin farkındalık uyandırmak istediği konular hepimizi Dünya’nın gittiği yön konusunda endişelendirdi. Ama bu endişe, dozunda olduğu müddetçe, aslında bizleri harekete geçirmek için iyi bir tetikleyici.
Birkaç ay önce, bu anksiyeteden yola çıkarak dünya çapında sesini duyuran Greta Thunberg, anksiyetenin bir şeyleri değiştirmeye yönelik adımlar atmak için aslında ne kadar kritik bir konu olduğunu hatırlatıyor. Önümüzdeki yılın, Dünya’da olup bitenle daha ilgili olduğumuz, doğanın sesini dinlediğimiz ve kaynaklarımıza daha fazla saygı gösterdiğimiz bir yıl olmasını umuyoruz.
İlginizi çekebilir: İklim Grevi: Ufukta Kolektif Aydınlanma Var!
2. Büyük markalar ambalaj ve paketleme alışkanlıklarını değiştirme yolunda
Bu yıl Coca Cola şişelerini yüzde 25 dönüştürülmüş plastikten üretti ve Pepsi geri dönüşüm çalışmalarına 25 milyon dolar yatırım yaptığını açıkladı. Ayrıca Dove, şişelerinde yüzde 100 geri dönüştürülmüş plastik kullandı ve H&M gibi moda devleri de geri dönüştürülmüş malzemelerden üretilen ürünlerden ürettiği seçkisini kullanıcıya sundu.
Tüm bu gelişmeler, 2020 Wellness Trendleri ile birlikte gelecek trendleri de etkisi altına alarak daha büyük adımlara önayak olabilir. Bu sayede tüm alışverişlerde sürdürülebilirliğin daha fazla öne çıkarılması da mümkün hale gelecek gibi görünüyor.
İlginizi çekebilir: Her Alanda Sürdürülebilir Bir Yaşam
3. Sürdürülebilir güzellik markaları dikkat çekiyor
Güzellik endüstrisi, her yıl milyarlarca ürün satışı yapıyor. 2019 Nielsen verilerine göre tüketicilerin yüzde 73’ü artık doğaya verdikleri zararı en aza indirmek istiyor. Kalan yüzde 38’i de sadece geri dönüştürülebilir ürünler satın almayı tercih ediyor. (*) Her alana yayılmaya başlayan sürdürülebilirlik anlayışı, kişisel bakım markalarını da etkisi altına almış durumda.
Unilever, 2025 yılına kadar tüm plastik ambalajlarını yeniden kullanılabilir veya doğada çözünebilir bir hale getirmeyi amaçlıyor. Unilever’i 2020 yılı sonuna kadar hiçbir plastiğe geçit vermeyecek Dove, Procter & Gamble ve Seed Phytonutrients takip ediyor. Ayrıca 2020’de parfüm şişelerinin tekrar doldurulabilir şişelere dönüşeceğini açıklayan Dior da çevreye duyarlı modeller geliştirmeyi hedefleyen büyük markalar arasında.
(*) https://www.nielsen.com/eu/en/insights/article/2019/a-natural-rise-in-sustainability-around-the-world
