Spor yaparak sağlıklı ve zinde kalmanın mümkün olduğunu bilmeyen yok. Güçlenmiş kaslar ve yenilenmiş bir beden fiziksel olduğu kadar ruhsal anlamda da bir iyilik hali yaratıyor. Bu iyilik halinin sürekliliği ise insan ömrünün uzamasına yardımcı oluyor.
Düzenli yapılan sporun, hücreleri yenilemekten depresyonu önlemeye kadar birçok konuda faydası olduğunu bulunmakta. Yapılan son araştırmalar, haftada toplam 150 dakikalık egzersizin erken ölüm riskini ciddi oranda azalttığını ortaya çıkararak, ne kadar egzersize ihtiyacımız olduğunu söylüyor.
Bu da hafta beş kez, günde yaklaşık 30 dakikalık bedensel aktivite anlamına geliyor. Bununla beraber gündelik hayatınızda yaptığınız ev işlerinin de spordan sayılabileceğini öğrenseydiniz yoga matınızı hemen toparlayıp dolabınızın bir köşesine kaldırır mıydınız? Acele etmeyin!
Yazar Scott Lear, günlük hayata pek de sevilmeyen aktivitelerden olan bulaşıkları makineye yerleştirme, evi silip süpürme, ütüleme ya da derleyip toplama gibi ev işlerinin de birer fiziksel aktivite olarak sayılabileceğini ve bu aktivitelerin erken ölüm riskini azaltmaya katkıda bulunabileceğini söylüyor. Tabii bedensel aktivitelerde harcanan enerjinin, terlemenin ve yakılan kalori miktarının da önemi bulunuyor.
Bu nedenle her aktivite herkes için aynı etkiyi yaratmayabilir. Bu durum fiziksel kondisyonunuza göre değişiyor. Mühim olan kendinizi aşırı derecede yormadan yeterli terlemeyi ve nabız artışını sağlamak üzere vücudunuzu harekete geçirmeniz.
“Yaptığımız her aktivite vücut kimyamızı etkiliyor ve bu da bizi mutlu ediyor!”
Egzersizin yarattığı zihinsel faydaları da hesaba katacak olursak, her aktivitenin vücudumuz için bir fırsat olduğunu söylemek pek de yanlış olmaz. Nörolog Dr. Ilene Ruhoy, egzersizin zihinsel ve bedensel faydalarından bahsederken evrimi esas alıyor ve ilkel insanın avlanmak için koşup tırmandığının altını çiziyor. Gelişmiş insanın, akıllı teknolojiler sayesinde giderek daha fazla “oturan” bir canlıya dönüştüğü hepimizin malumu!
Dr. Ruhoy, geçmişe oranla daha durağan bir yaşam sürmemiz nedeniyle modern insanlar olarak daha fazla aktiviteye ihtiyacımız olduğunu söylüyor ve ekliyor, “Kaslarımız, sinirlerimiz ve akciğerlerimizin ilkel insanlarınki kadar olmasa da yeterince güçlü kalması için bedensel aktivitemizi artırmamız gerekiyor.”
Egzersiz yaparken kalbimiz daha fazla kan pompalar, bunu ise nabzımızı artırarak sağlıyoruz. Bu sayede, stres azaltan endorfin gibi hormonlar da salgılanıyor ve kendimizi mutlu hissediyoruz. Bedensel olduğu kadar zihinsel ve ruhsal olarak da spordan sonra kendimizi iyi hissetmemizin en büyük sebeplerinden biri vücut kimyamızda olan bu değişikliklerdir.
Dr. Ruhoy sözlerini şöyle sürdürüyor: “Spora zaman ayırmak hepimiz için son derece önemli ancak bunu yapacak gücümüz bulunmuyorsa hiç değilse aktivite fırsatlarını değerlendirebiliriz. Örneğin yürüyen merdiven ve asansörler yerine merdivenleri tercih edebilir, gideceğimiz yerden bir durak önce inerek yürüyüş fırsatlarını değerlendirebiliriz.
Özel aracımızı daha az kullanıp toplu taşımayı tercih edebilir, evdeki işlerimizi bir başkasına havale etmek yerine kendimiz uğraşarak kalori yakabiliriz. Kısaca ifade etmek gerekirse gün içinde ‘oturarak’ geçirdiğimiz zamanı mutlaka azaltmamız gerekiyor.”
Sosyalleşmek için iyi bir fırsat
Diğer taraftan egzersiz sosyalleşmek için de iyi bir fırsat olabilir. Örneğin akşam 6’daki yoga grubuna gitmek yalnızca stresten uzaklaşmak için değil aynı zamanda beraber meditasyon yapıp pozitif enerji depoladığınız yoga arkadaşlarınızla güzel zaman geçirmeniz için de iyi bir fırsattır.
Sosyalleşmeye imkan veren ve aidiyet duygumuzu güçlendiren bu ve benzeri aktiviteler bizleri spor için daha fazla motive edebilir. Bu motivasyon ise sporla sınırlı kalmayarak sosyal yaşantımızdan ruhsal dengemize kadar pek çok konuda adeta bir domino etkisi yaratır. Konunun özüne gelirsek yoga matınız şimdilik olduğu yerde kalsın!
Konu ile ilgili “daha fazla” bilgiye aşağıdaki yazılardan da ulaşabilirsiniz: