Güzellik dolaplarımız bundan seneler önce aldığımız kremlerle, cildimize kötü geldiği veya etki etmediğini düşündüğümüz için yarıda bıraktığımız serumlarla dolup taşıyor. Ekonomik açıdan pahalı, çevresel etkisi yüksek ve cilde yarardan çok zararı dokunan bu sonu gelmez arayıştan umduğumuz sonuçları alamamızın nedeni ürünler değil, biz olabiliriz. Cilt bakım ürünlerinin etkisi zamanla azalır mı sorusunu araştırırken güzellik rutininizden en yüksek verimi almanızı sağlayacak önerilerde bulunduk!
Neden: Cilt tipiniz değişmiş olabilir.
Cilt tipi özellikle kadınlarda hormonal denge ile sıkı sıkıya bağlıdır. Ergenlik, hamilelik, menopoz dönemlerinde cilt çok farklılaşabilir, bambaşka problemler ile baş edebilir. Bu büyük hormonal değişim dönemleri arasında ise cilt yine sağlık durumu, beslenme, stres seviyesi, hava kalitesi ve regl dönemi ile değişen hormonlardan da direkt olarak etkilenebilir. Tüm bunların sonucunda da hayatı boyunca kuru cilde sahip olmuş birisi akne ve yağlanma problemleri ile karşılaşabilir. Tam tersi, akne problemleri yaşayan birisi bir anda kuru, hassas, kaşıntılı bir cilde uyanabilir.
Cilt tipinde yaşanan bu değişim geniş bir zaman diliminde yaşandığı için cilt bakım rutini de yeterince hızlı değişip yeni tipe ve beliren problemlere cevap veremeyebilir. Eğer bir süredir senelerdir kullandığınız cilt bakım ürünleri eski sonuçlarını vermiyorsa nedeni üründe değil, değişen cilt tipinizde yatıyor olabilir.
Çözüm: Cilt ile uyumlu etken maddeler kullanmak
Bu durumda en iyi adım cilt bakım rutinini yeni cilt türüne ve problemlerine göre güncellemektir. Aynı rutini devam ettirmek; yanlış cilt tipi için yanlış ürünler kullanmak, istenilenin tersi etki yaratarak cildin PH dengesini bozabilir ve sorunları kötüleştirebilir.
Buna ek olarak mevsim değişimlerinde; yazdan kışa ve kıştan yaza geçişlerde cilt bakımını uyarlamak her cilt tipi için önerilir. Yaza daha hafif, ferahlatıcı, losyon kıvamında dokular uygunken kışın yoğun, nemlendirici, kremsi yapılara yönelinebilir.
Öneri: Sezgisel cilt bakımı
Yıllar, aylar hatta haftalar içinde bile değişebilen cilt türü ve problemlerine yeni bir rutin üretmek zor ve pahalı olabilir. Bunun yerine basit bir rutini; temizleme, tedavi etme, nemlendirme, güneşten korumayı her gün; gece ve gündüz cildin o anki ihtiyacına göre adapte etmeyi deneyebilirsiniz. Örneğin; akneye yatkın cildiniz için gece rutininizde tedavi etme amaçlı olarak retinol kullanıyorsanız, eğer cildiniz o gün sonunda kuru ve hassas hissediyorsa retinolü atlayabilir, rutininizi onsuz tamamlayabilirsiniz.
Neden: Ürünü yeterince uzun kullanmamış olabilirsiniz.
Cilt problemlerini iyileştirmek için kullanılan çoğu tedavi edici ürünün içerisinde çok güçlü etken maddeler; retinol, AHA+BHA asitleri, antioksidanlar vardır. Bu maddeler cilt ile ilk kez tanıştırıldığında bir süre boyunca hiç veya aksi etkiler yaratabilirler. Bu süreye “arınma” veya “kusma” denir. Akne tedavisi için kullanılan retinol daha çok akneye, parlaklık için rutine eklenen glikolik asit yağlanmaya yol açabilir. Bunun nedeni cildin alt tabaksında bulunan problemlerin yüzeye çıkarak kusması ve sonrasında iyileştirilmesidir.
Çözüm: Ürünü kullanmaya devam ederek “arınma” periyodunun geçmesini beklemek
Cildin ilk etapta kötüleştiği düşünülen bu süreçte, etken maddelerin kullanımını bırakmamak, rutini aksatmadan devam ettirmek çok önemlidir. Eğer bir etken maddeyi uygulama önerilerine uygun kullanıyor ve cilt problemleriniz devam ediyorsa yapmanız gereken en iyi adım beklemek olacaktır. Çoğu etken maddenin kusma periyodu 4-6 hafta sürer. Bu süreden sonra hala problemler yaşıyorsanız kullandığınız etken madde sizin için doğru ürün olmayabilir. Eğer gözle görülür bir iyileşme fark ettiyseniz etken maddeyi kullanmaya devam etmeli, ihtiyaca göre dozajını veya sıklığını arttırmalısınız. Unutmayın cilt bakımında en etkili sonuçları veren ürün değil, tutarlılıktır!
Neden: Bazı etken maddeler zamanla etkilerini kaybedebilir.
Etken maddeler güçlü oldukları kadar dengesiz bir yapıya da sahiptir. Bu nedenle birçok cilt bakım ürünün özel saklama koşulları ve son kullanma tarihleri vardır. Eğer etken madde çeşitli sebepler; kapağı açık bırakmak, güneş ışınlarının direkt teması, nemli atmosfer, son kullanma tarihinin kontrol edilmemesi yüzünden dengesizleşmiş ise tüm etkisini kaybedebilir.
Çözüm: Raf ömrü geçmiş ürünleri atmak, ürünleri doğru saklamak
Her cilt bakım ürünün üzerinde bulunan son kullanma tarihine bakmak etkinliği ölçmenin ilk adımıdır. Daha sonra her ürünün kendi içeriğine en uygun olan koşullarda saklandığından emin olmak gerekir. Genel anlamda bu koşullar aşağıdaki gibidir:
- Kuru, serin veya soğuk bir atmosferde tutmak
- Ürünü kullanır kullanmaz kapağını sıkıca kapatmak
- Özellikle C vitamini içeren ürünleri direkt güneş ışığına maruz bırakmamak
Öneri:
Birçoğumuz cilt bakım ürünlerini banyosunda tutsa da özellikle kış aylarında alınan sıcak ve uzun duşlar ürünlerin erken bozulmasına yol açıyor. Bu nedenle cilt bakım ürünlerinizi buzdolabında saklamayı deneyebilirsiniz!
Neden: Birbiri ile uyumlu olmayan etken maddeleri karıştırıyor olabilirsiniz.
Eğer birçok tedavi kremi, serumu, tonik kullanıyorsanız her birinin sunduğu faydaları en etkili şekilde almak için doğru sırada, zamanda ve eşleşmelerle uygulamalısınız. Bazı etken maddeler güneş ışınları ve diğer etken maddeler ile hiç iyi sonuçlar vermezken bazı maddeler beraber kullanıldıklarında etkilerini katlarlar.
Çözüm: Cilt bakım ürünlerini doğru sırada ve zamanda uygulamak
Çeşitli cilt bakım ürünlerini dengelemenin en kolay yolu gece ve gündüz rutinlerine bölmektir. Gündüzleri yüksek korumalı bir güneş kremi ile beraber parlaklık, nem ve dolgunluk veren antioksidanlar; C vitamini, E vitamini, niasinamid, hyalüronik asit, peptitler için uygunken geceleri tedavi eden, ölü derilerden arındıran; retinol, AHA+BHA asitleri, kil ve kömür içerikli ürünler kullanılmalıdır.
Eşleşmeler içinse dikkat edilmesi gerekenler:
- AHA+BHA asitleri ile retinol bir arada kullanılamaz.
- Retinol gündüzleri ve C vitamini ile kullanılamaz.
- Benzoil peroksit C vitamini ile kullanılamaz.
- Niasinamid ile C vitamini iyi bir eşleşme değildir.
- Direk güneş ışınlarına maruz kalınan günlerde, yaz aylarında, cilt bakım yağları gece rutininde uygulanmalıdır.
- Uygulama sırası en hafif yapıda olan üründen, örneğin serumlar, en ağır hissiyatı olan ürünlere, örneğin krem ve yağlara doğrudur.
Neden: Ürünün etkilerine cildiniz değil, gözünüz alışmış olabilir.
Bir ürün cilt bakım rutinine ilk defa eklendiği zaman, kalitesi ve doğru kullanımına bağlı olarak, kısa bir süre içinde oldukça etkili sonuçlar verir. Var olan problemlerin aniden çözüme ulaşması da ciltte ciddi bir iyileşme olarak görülür. Ürünün etkinliğinin ölçütü artık bu “transformasyon” olduğu için bir süre sonra, ciltte problem yaşanmasa da, ürün etkinliğini kaybediyor hissiyatı verebilir. Bunun sebebi cildin değil, gözün yeni görünüme alışmış hatta eski problemleri unutmuş olmasıdır.
Neden: Tek çareyi cilt bakımından bekliyor olabilirsiniz.
Bakım ürünleri cildi sadece bir derece etkileyebilir. Eğer uygun etken maddeleri kullanıyor, her adımı doğru yapıyor fakat hala cilt sorunları yaşıyorsanız problemin kaynağı bakım rutininiz değil çevresel faktörler olabilir. Bu faktörlerin başında; sağlıksız beslenme, dengesiz bağırsak mikrobiyotası, hava kirliliği, susuzluk, uykusuzluk ve stres gelir.
Çözüm: Cilt sağlığına bütünsel olarak yaklaşmak
Her probleme olduğu gibi cilt sorunlarına da bütünsel yaklaşmak en az iyi bir bakım rutinine sahip olmak kadar önemlidir. Bağırsak mikrobiyotasını pre/pro/postbiyotik gıda veya takviyelerle dengelemek, taze, işlenmemiş, gıda alerjilerine uygun bir beslenme rutini edinmek, bol su içmek, günde en az 6 saat uyumak ve stresle başa çıkabilme yetisini mindfulness pratikleri ile güçlendirmek cildi içten dışa güzelleştirir.
