Gün boyunca hayatlarımızı daha mutlu ve kolay hale getirmeyi hedefleyen pek çok reklam, tavsiye, yazı ya da görselle karşılaşıyoruz. Tüm bunlar gerçekten bizi mutlu etmeye yetiyor mu? Mutlu hissetmek için satın aldığımız bir elbisenin hayatımızda yarattığı etki ne kadar uzun sürüyor? Gerçek mutluluk tam olarak nedir?
Çok uzun yıllardır pek çok filozof, bilim insanı ya da dini topluluk mutluluğun sırrını keşfetmeye çalışıyor. Gerçek şu ki mutluluğun tanımı kişiden kişiye, olay, zaman ve mekan bağlamlarında değişiyor. Geçici mutluluklar yerine daha sağlam temelli ve uzun soluklu mutluluk kaynaklarına erişebilmek için hepimizin bildiği fakat zaman zaman unuttuğu basit mutluluk ipuçlarını sizler için derledik. İşte daha mutlu hissetmenizi sağlayacak 4 etkili ipucu!
1. Öz sevgi
Her şeyden önce mutluluk; olduğumuz kişiyi ve hayatta geldiğimiz yeri önce fark etmekten sonrasında da kabul ederek sevmekten geçiyor. Güçlü yanlarımız, eksik yönlerimiz, korkularımız, tutkularımız ve egomuz ancak kendimize dürüst olabildiğimiz müddetçe doğru potansiyel göstererek bize bir şeyler katabilir ve hayatımızı pozitif yönde etkileyebilir. Negatif özelliklerimizi reddetmek kendimizi tanıma yolunda hep bir adım geride kalmamıza neden olur. Bu noktada ne yazık ki öğrenme, gelişme ve ilerleme söz konusu olamaz.
Beden ve zihin arasında kuvvetli bir bağ vardır. Bu nedenle sadece karakter özelliklerimizi kabul etmek değil, fiziki görünüşümüzü ve bedenimizi de kabul etmemiz gerekir. Her gün aktif olarak bedenimiz için bir şey yapmak; örneğin televizyonu kapatıp bir yürüyüşe çıkmak, sağlıklı beslenmek, düzenli egzersize başlamak, her gün uyuduğumuz saatten bir saat daha erken uyumak bedenimizle kurduğumuz bağı güçlendirerek kendimizi daha mutlu hissetmemiz için kapı aralar.
2. Çevreyle kurulan bağ
Mutluluğa giden yolun en can alıcı noktalarından biri de çevremizle olan ilişkimizdir. Ailemizle, arkadaşlarımızla ve sevdiğimiz insanlarla kurduğumuz pozitif bağ; daha sağlıklı, huzurlu ve güvenli bir hayat yaşamamıza olanak sağlar. Sevdiklerimize vakit ayırmak, onlar için bir şeyler yapmak, yardım etmek, dinlemek ve paylaşmak hayatta yaşadığımız güzellikleri anlamlı kılar. Mutluluk paylaştıkça ve birlik oldukça artar.
Yalnızca insanlar da değil, yaşadığımız çevreyle bağ kurmak da oldukça büyük önem taşır. Dünyada neler oluyor? Çevremizde yaşanan güzelliklerin ne kadarının farkındayız? Durup nefes alarak, etrafımızın farkına vararak, daha çok doğada vakit geçirerek ve yaşadığımız gezegenin güzelliklerine odaklanarak mutluluğa giden yolda pek çok adım atabiliriz.
3. Daha büyük bir şeyin parçası olmak
Hangi yaşta olursak olalım daima isteklerimiz, özlemlerimiz, hedeflerimiz ve arzularımız bizimledir. Kendimize amaçlar ve öncelikler belirlemediğimizde oradan oraya sürükleniyormuş ve her şey bizim kontrolümüz dışında gelişiyormuş gibi hissederiz.
Bir şeyin parçası olmak, ait hissetmek, emek vermek, hedef belirlemek ve bu hedefin yolunda adımlar atmak bizleri aynı zamanda mutluluğun da bir parçası haline getirir. Pozitif bir bakış açısıyla, kendimize ve hedeflerimize inanarak attığımız adımlardan elde ettiğimiz olumlu sonuçlar bize tatmin, mutluluk ve başarı duygusu aşılar.
4. Değişim ve gelişim
Gelişim, değişmeyi beraberinde getirir. Kendimizi tanıdığımızda; dürüst bir şekilde zayıf özelliklerimizi kabul ederek bu özellikleri geliştirmek için gerçek bir çaba gösterdiğimizde, çevremizdeki insanlara yargıyla değil anlayışla ve empatiyle baktığımızda, her yeni fark ettiğimiz detayda ve bilgide bir değişim söz konusudur. Nietzsche’nin de dediği gibi “Değişmeyen tek şey değişimin kendisidir.”
Ancak öğrenmekten ve değişmekten korkmadığımızda ayaklarımızın yere sağlam bastığını fark ederiz. Bu farkındalık bizleri mutluluğa, özgürlüğe ve huzurlu bir yaşama götürecek en güzel bilinçli hallerindendir.