Eğer fiziksel anlamda herhangi bir sorununuz yoksa kendinizi büyük olasılıkla “sağlıklı” olarak düşünürsünüz. Çünkü günümüzde sağlık “hasta olmamak” anlamına geliyor.

Oysa hastalanmak pek çok kadim tıp yolunda sistemin verdiği “son alarm”. Modern tıp ise bize motoru yakana kadar devam etmeyi, bir süre antidepresan ve uyku ilaçlarıyla idare etmeyi, fiziksel bir şeyler bozulduğunda ise doktorlardan medet ummayı öğretiyor. Bedeni bozana kadar hunharca kullanıp, hastalanınca nedenini merak ediyor ve üzülüyoruz.

Zihinlerimiz çelişkilerle dolu, duygularımız karmakarışık. Stres, hayatımızın vazgeçilmez bir parçası. Gerçek şu ki; günümüz yaşam şartları hastalığın oluşmasını kaçınılmaz kılıyor. Toplum tarafından her ne kadar “normal” olarak nitelendirilse de; öfke, kaygı ve tüm olumsuz duygular insan sağlığını olumsuz yönde etkiliyorlar. Psikonöroimmunoloji, duygu ve düşüncelerin bağışıklık ve sinir sistemi üzerindeki etkisini araştıran yeni bir bilim dalı.

Bütünsel sağlık bilimlerinde ise, insan sadece bedensel bir varlık olarak değil, zihin-beden ve ruh bütünlüğü içinde değerlendiriliyor. Bu üçünün sağlıklı olması ve işbirliği içinde çalışması için hastalık daha oluşmadan önlemler alınıyor. Yaşam biçimini, sağlıklı düşünme ve hissetme yönünde belirleyerek, günlük yaşam rutini önerileriyle destekleyerek, önce sağlığı korumayı amaçlıyorlar.

Nesilden nesile “gerçekmiş gibi” aktarılan, inanç, düşünce, algı ve alışkanlık sistemimizi üzerine kurduğumuz safsatalar aslında “zehirli masallar”

Yakın zamanda çıkardığım kitabım “Zehirli Masallar”ı, sevdiğim bir arkadaşımın annesi eline aldığı zaman, “Arzu’ya anlatılan da masal mı, Anadolu’da ne masallar anlatılıyor…” diye bir yorumda bulunmuş. Haklı!

Benimki belki daha şanslı bir masaldı, ama yine de beni zehirlemekten geri kalmadı. Hangi masalın içine doğmuş olursanız olun, gerçek olanın peşinden tam bir zırdeli gibi koştuğunuz zaman, hakikat aşkınız sizi o hapishaneden çıkarıyor. Bu nedenle kuralları bir bir sorgulamaktan ve aklınıza yatmayanları hayatınızdan çıkarmaktan çekinmeyin.

Bize anlatılan pek çok masaldan biri ve bana sorarsanız en önemlisi de “sağlıklılık” masalı. Sağlığın işareti güne iç huzuruyla, enerjik bir şekilde ve gülümseyerek başlayabilmektir. Korku, kaygı, öfke ve ayrımcılık içinde değil, sevgi, güven, şiddetsizlik ve aidiyet duyguları içinde yaşamaktır. Sadece bedeniniz değil, aynı zamanda zihniniz (duygu ve düşünceniz), hafızanız (hatırlama yetiniz), zekanız (yargılama yetiniz) ve egonuz da sağlıklı olmalı ki zaten ezeli ebedi sağlıklı olan ruhunuzla bir bağ kurabilesiniz. 

Sağlıklı olmak için fiziksel olarak dikkat etmemiz gerekenler

Fiziksel olarak dikkat etmemiz gereken konu başlıklarından önceki yazılarımda uzun uzadıya bahsetmiştim.

Sağlıklı olmak için zihinsel olarak dikkat etmemiz gerekenler

Zihinsel olarak ise şunlara dikkat etmeli (burada zihinden kastım, duygu-düşünceler, hafıza, zeka ve egoyu da içeren kısım).

Duygularınızı temizlemenin, bilinçaltınızı boşaltmanın yollarını arayın

Gün içinde hissettiğimiz her duygu sağlığımızı etkiliyor. Şikayet, korku, güvensizlik, yılgınlık, öfke, bıkkınlık, inançsızlık, utanç gibi duyguları sisteminizden atmanın yollarını bulmalısınız. Benim için bu yol kitabımda da uzun uzadıya bahsettiğim üzere  Art of Living programlarından, yoga öğretisinden ve Sudarshan Kriya nefes tekniğinden geçti. Size de tavsiye ederim. Ancak başka yollar da var. Size en uygun olanını bulun.

Frekansınızı yükseltin 

Mutluluk, heyecan, sevinç, sevgi, ilham, güven gibi duygular yaşam enerjinizi yükselttiğiniz zaman kendiliğinden ortaya çıkarlar.

İlginizi çekebilir: Pranayı Yükseltmenin ve Yüksek Tutmanın Yolları

İnançlarınızı sorgulayın

Çoğumuz, 9 yaşına kadar bize öğretilenler üzerinden, rasyonel zihnimizin eşliğinde sınırlı hayatlar sürüyoruz. Mantıklı ve mantıksız olan belli, doğru ve yanlış belli, olası ve olasılık dışı olan belli. İnançlarımız üzerinde en çok söz sahibi olan insanlar ise anne ve babalarımız. İçinizdeki seslere kulak verin; “Ben buna değmem” “Ben yetersizim” “Kimse beni sevmiyor” “Para bana gelmez” “Zaten de hak etmiyorum” “Terk edilmeye mahkumum” “Hayatımı kazanmam için çok çalışmam lazım”  “Erkeklere güven olmaz” “Öyle yapılmaz günah, böyle yapılmaz günah”…

Bu sesler çok erken yaşlarda içimizde oluşan ve biz farkında bile olmadan hayatımızı yöneten kurulumun parçaları. Bize hizmet edenler de var hayatı yaşamamıza engel olanlar da. Başımıza gelen ve gelmeyen pek çok şey bu seslerin manipülasyonu.

Eğlenin

Çok ama çok eğlenin! Gülün, çocuklarla vakit geçirin, hareket edin, çok güldüğünüz videolar, diziler, filmler izleyin.

İnsan, çok eski bir kurulumla yaşamına devam eden en yüksek teknoloji. Tıpkı telefonlarımızı güncellediğimiz gibi kendimizi de güncellediğimiz zaman, gerçek anlamda sağlığımıza kavuşacağız. Burada “güncellemek”ten kastım güncel kıyafetler giyip gündemdeki sağlıklı yemekleri yemek değil. İçerden, hiç de değişmek istemeyen bir şeyleri değiştirmek: Ego ile zorlu bir savaşa adım atmak. 

İlginizi çekebilir!




Arzu Özev

1983 yılında İstanbul’da doğan Arzu, Saint Joseph Lisesi’ni bitirdikten sonra University of Massachusetts Amherst’te psikoloji okuduğu yıllarda, Sudarshan Kriya nefes tekniği ve yoga öğretisiyle tanıştı. Hindistan başta olmak üzere, Yeni Zelanda, Güney Afrika, ABD ve Almanya’da kişisel gelişim ve yoga konusunda birçok eğitim alarak, sertifikalı eğitmen oldu. Dünya çapında 150...



BLOOM SHOP