İletişim yalnızca sözlerden ibaret değildir, beden dili de iletişimin en önemli parçalarından biridir. Mimikleriniz, vücut hareketleriniz ve postürünüz de düşünceleriniz, değerleriniz ve kişiliğiniz hakkında birçok ipucu verir. Hayatınızın her alanında sizi daha özgüvenli kılarak çevrenize verdiğiniz izlenimi güçlendirecek ipuçlarını sizin için araştırdık.
Bir restorana, ofise, okula ya da herhangi bir etkinliğe adımınızı attığınız ilk andan itibaren iletişim kurmaya başlarsınız. İletişimin başlaması için ağzınızdan bir kelime çıkmasına gerek yoktur. İnsanlar arasında kurulan ilk iletişim beden dili ile olur. Hem siz hem de karşınızdaki kişi birbiriniz ile ilgili düşünceler oluşturmaya başlarsınız. Bu ilk aşamada ne kadar kendinden emin bir duruş sergilerseniz karşınızdaki kişinin zihnindeki imgeniz de o kadar güçlü ve saygı değer olur.
Beden dili iletişimin ayrılmaz bir parçasıdır ve kendinizi taşıma şekliniz dış dünyayla iletişiminiz üzerinde oldukça etkilidir. Kendinizden emin görünmeyi bilirseniz, insanların size ilgi ve saygı gösterme olasılıkları daha yüksek olacaktır. Utangaç bir yapınız varsa ya da zaman zaman bazı ortamlarda kendinizi çekingen, gergin veya özgüvensiz hissediyorsanız; fiziksel hareketlerinizde, zihniyetinizde ve günlük rutininizde küçük değişiklikler yapmanıza yarayacak birkaç küçük ipucu ile özgüvenli bir duruş sergileyebilirsiniz.
Omuzlarınızı hizalayın ve dik durun.
Kambur ve içinize kapanık şekilde durmak özgüven eksikliği ve kararsızlık anlamına gelebilir. Bedeninizi dik, omuzlarınızı geride tutarak kendinizden emin ve olasılıklara açık bir duruş sergileyebilirsiniz. Spiritüel açıdan baktığımızda omuzları geriye vererek göğsü öne çıkararak kalp çakrasını açmak yeni ilişkilere ve almaya hazır olduğunuz mesajını verir. Birebir iletişimde ise dik ve açık duruşa ek olarak yönünüzün karşınızdaki kişiye dönük olması da oldukça önemlidir. Sohbet ederken bedeninizin bir başka yöne dönük olması o kişiyle ilgilenmediğiniz ya da kaçmak istediğiniz anlamına gelebilir. Dolayısıyla, yönünüzün her zaman iletişimde olduğunuz kişiye dönük olması özgüvenli ve ne istediğini bilen bir kişi izlenimi verecektir.
Hızlı ve tekrarlı kıpırdanmalardan kaçının.
Bacak sallamak, sürekli kolyenizle oynamak, ellerinizi sık sık hareket ettirmek gibi sürekli kıpırdanmalar endişe ve gerginliğin temel işaretleridir. Bu gibi kıpırdanmalar dikkati sözlerinizden uzaklaştırarak karşınızdaki kişinin sizin gergin halinize odaklanmasına sebep olur. Ayrıca bu durum sunduğunuz konu, talebiniz ya da anlattıklarınız hakkında emin olmadığınız izlenimi verir. Özgüven eksikliği ile ilişkilendirilen bu davranışı kontrol etmek bıraktığınız izlenimi güçlendirecektir.
Başınızı dik tutun ve göz teması kurun.
Başınızı daima dik tutun, ayaklarınıza ya da yere bakarak yürümeyin. Kendinizden emin ve iletişime hazır olduğunuzu ifade etmenin en iyi yollarından biri başınızı dik tutarak etrafınızı süzmektir. Karşınızdaki kişiyle konuşmaya başladığınızda ise mutlaka göz teması kurun. Özgüvenli ve etkin bir beden dilinin belki de en önemli parçası göz temasıdır. Karşınızdaki kişinin söyledikleriyle ilgilendiğinizi hissetmesini sağlayan iyi bir göz teması için Pareto Prensibi olarak da bilinen 80/20 kuralını kullanabilirsiniz. Sohbetin yüzde 80’inde partnerinizle göz teması kurarak size anlattıklarını dinlediğinizi, yüzde 20’sinde ise göz temasını koparak size söylenenleri sindirdiğinizi gösterebilirsiniz. Karşınızdaki kişinin onu dinlediğinizi ve önemsediğinizi bilmesi size saygı duymasına ve özgüvenli bir imaj çizmenize sebep olacaktır.
Sohbetinizi net bir el sıkışması ile sonlandırın.
İyi bir el sıkışması karşınızdaki kişiyle ilişkinizin tonunu belirleyen oldukça önemli bir eylemdir. Kendinizden emin bir el sıkışması, baş parmağınızın dik, diğer parmaklarınızın kapalı ve karşınızdaki kişiyi gösterir şekilde hizalanması ile mümkün olacaktır. Bu bir nevi “Sizi dinledim, söylediklerinizi değerlendirdim. İfade ettiklerimden ve vermek istediğim mesajı verebildiğimden eminim.” anlamına da gelir. Bedensel teması da içeren el sıkışması karşınızdaki kişiyle iletişiminizi daha derin ve samimi bir noktaya taşıdığınız anlamına da gelecektir.
Beden dilinizi besleyin.
Özgüvensiz bir beden dilinin en temel sebeplerinden biri duygu ve düşüncelerinizin özgüvensiz olmasıdır. Duygularınızı tanıyabilmek, anlamlandırabilmek ve kontrol edebilmek özgüvenli bir duruşun temellerinden biridir. Herkes zaman zaman gergin ve kaygılı hissedebilir, ancak bu duygunun varlığını kabul edip, içinizde bulunmasına izin vererek beden diliniz üzerindeki etkisini azaltabilirsiniz. Benzer şekilde “Sen zaten yapamazsın.” gibi bazı düşünceler içten içe özgüveninizi tüketebilir. Gerçeği ve düşünceyi birbirinden ayırabilmek düşüncenizin üzerinizdeki etkisini azaltacaktır.