YAZAN: BURCU ERBAŞ

Birçoğumuz gaz, şişkinlik, hazımsızlık ve daha nice sindirim probleminden şikayetçiyiz. Günlük hayatımızda sürekli olarak yaşadığımız fakat nedenini tam olarak anlayamadığımız için normalimiz haline dönüşen kronik problemlerimiz, birçok tahılın içinde bulunan glüten yüzünden yaşanıyor olabilir. Glüten intoleransı nedir ve gerçekten herkesin glüteni bırakması gerekiyor mu sorularını sizin için araştırdık.


Glüten nedir?

Buğday arpa, çavdar gibi tahılların içerisinde bulunan gliadin ve glütenin proteinlere verilen addır. Özellikle gliadin glütene bağlı yaşanan birçok sağlık probleminin tetikleyicisi olarak bilinir. Glüten, içerisinde bulunduğu besinlere pişirildiği zaman yapışkan, esnek ve lifli yapısını verir.

Glüten neden problem yaratıyor?

Glütene bağlı sağlık problemleri yaşayan kişiler bu proteini tükettikleri zaman glüten kan dolaşımlarına karışır ve vücutta bir tür bağışıklık tepkisi uyandırır. Bedende tetiklenen bu cevap da ince bağırsak duvarına zarar verir. Gittikçe zarar gören ince bağırsaklar görevini; besinlerin beden tarafından emilmesini gerçekleştiremez. İyi ve kötü bakterilerin optimal dengesi yitirilir. Bağışıklık sistemi zarar görür ve beraberinde bir çok hastalığı; depresyon, hormonal dengesizlikler, osteoporoz, kısırlık gibi hastalıkları tetikler.

Neden glütene bağlı problemler daha sık yaşanıyor?

Glüten intoleransının günümüzde ciddi bir artış göstermesi konusunda yapılan araştırmalar sürerken, birçok çalışma son 50 yılda yapılan tahıl hibridizasyonunu ana nedenlerden biri olarak göstermektedir. Bilim insanlarınca yapılan hibridizasyon işlemi, farklı türde tohumların çaprazlanması sonucu melez tohumların üretilmesini sağlar.

Böylelikle melez tohumdan üretilen her mahsül istenilen karakteristiklere sahip olur. Fakat ortaya çıkan yeni tohumun protein dizilimi ana bitkiden yüzde 5 oranında farklı olur. Sürekli olarak çaprazlanan bir tohum ise birinci ana bitkisinden bambaşka bir görüntüye ve yapıya sahip olur. Bu yüzden sürekli olarak protein dizilimini değiştirilen tahıllar, insan bedeni tarafından daha zor tolere edilmeye ve sindirim problemlerine yol açmaya başladı.

Kimlerin kesinlikle glüteni kesmesi gerekiyor?

Glütene bağlı yaşanan sağlık sorunlarının başında çölyak hastalığı gelir. Bunun yanı sıra glüten duyarlılığı, diğer ismiyle glüten intoleransı da modern yaşamda giderek daha sık rastlanan, bağışıklık sisteminin glütene negatif bir tepki gösterdiği bir tür rahatsızlıktır. Her iki durumda da kişinin glüteni tamamen beslenmesinden çıkarması gerekir.

Çölyak hastalığı

Her yaşta oluşabilen çölyak hastalığı, glütenin bedende ince bağırsaklara zarar verecek bir bağışıklık tepkisi vermesi sonucu oluşur. Sürekli olarak zarar gören ince bağırsak görevini yapamaz duruma gelir ve besinlerin emilimi durur. Bu da ciddi besin eksikliklerine yol açar.

Fiziksel olarak süregelen bir ishal veya kabızlık hali, kilo kaybı, demir eksikliği anemisi, ve kalsiyum eksikliğine bağlı osteoporoz yaşanır. Aynı zamanda kişi de sürekli bir yorgunluk hali, zihin bulanıklığı, baş ağrısı, migren ve endişe olur. Popülasyonun yüzde 1’inde görülen bağışıklık sistemi olan çölyak en ciddi glüten intoleransı durumudur. Tıbbi bir takım testler sonucu teşhis konulabilir.

Glüten intoleransı

Çölyak hastalığına benzer semptomlar gösteren glüten intoleransı bağışıklık hastalığı değildir fakat yine de vücudun glütene verdiği negatif tepki sonucu ortaya çıkar. Çölyak’ın aksine glüten duyarlılığının bir tür biyobelirteci yoktur. Bir başka değişle tıbbi testler sonucu ortaya çıkarılamaz. Semptomları; ishal, kabızlık, şişkinlik, ağrı, yorgunluk ve baş ağrısıdır.

Teşhis etmenin en sağlıklı yolu eliminasyon diyetidir. Kişinin kendi kendine yapabileceği bu yöntem beslenme modelinde kontrollü bir biçimde glütenin çıkarılması ve semptomların izlenmesi ile gerçekleşir.

Glüten tüketimi kesildiğinde vücutta ne gibi değişiklikler yaşanır?

1. Sindirim fonksiyonları düzelir.

Beslemeden glüten çıkarıldığı zaman çölyak ve glüten intoleransının bedende görülen semptomları; ishal, kabızlık, gaz, ağrılar da yavaş yavaş kesilir. Sindirim işlevleri, kilo dengesi ve enerji seviyeleri sağlıklı akışına kavuşur.

2. Bedendeki genel enflamasyon seviyeleri düşer.

Birçok hastalığın ortak noktası olan bedendeki yüksek enflamasyon oranı, glüten beslenmeden çıkarıldığı zaman giderek düşer. Bununla beraber enflamasyona bağlı cilt bozuklukları iyileşir, stres seviyeleri azalır ve beyin sisi ortadan kaybolur.

3. Diğer besin alerjileri ortadan kaybolabilir.

Glütenin ince bağırsağa verdiği zarar diğer besinlerin sindirimini sağlayan enzimlerin üretimini de engeller. Süt ürünlerinin içerisinde bulunan laktozu sindirmekle yükümlü laktaz enzimi salgılanmadığında, kişi laktozu tolere edemez. Glüten beslenmeden çıkarıldığı ve ince bağırsak sağlığına kavuştuğu zaman yeniden süt ürünleri sindirilebilir hale gelir.

Bir rahatsızlık olmadığı durumlarda bile glütensiz beslenmek daha mı sağlıklı?

Bağışıklık sistemi glütene negatif bir tepki veren; çölyak ve glüten intoleransına sahip kişilerin beslenmelerinden glüteni çıkarmaları daha sağlıklıdır. Bununla beraber sindirim sistemi glüteni rahatlıkla sindiren kişilerin sadece glütensiz beslenmek adına bu beslenme seçimini yapmaları pozitif değil, negatif sonuçlar doğurabilir. Bunlar;

  • Artan açlık hissi
  • Kilo alımı
  • Beslenmedeki lif eksikliğine bağlı oluşan kabızlık

Glütensiz beslenmenin herkes için sağlıklı olduğuna dair inanış eğer beslenme alışkanlıkları tam tahıllardan glütensiz paketlenmiş alternatiflere kayıyorsa, yanlıştır. Bunun sebebi glütensiz gıdaların da hala sağlığa zararlı katkı maddeleri, kötü yağlar, şeker içeriyor olmasıdır.

Glütensiz beslenirken neye dikkat etmeliyiz?

Glütenin iyi bir lif deposu olması beslenmesinden rahatsızlık yaşadığı için glüteni çıkaran kişilerin özellikle dikkat etmesi gereken bir konudur. Birçok paketlenmiş glütensiz besin çok düşük oranda lif içerir. Beslenme alışkanlıklarının merkezinde glütensiz alternatifler olan kişiler, lif eksikliğine bağlı kabızlık ve bağırsak problemleri yaşayabilirler. Bu nedenle glütensiz beslenen herkesin lif açısından zengin; meyve, sebze, chia tohumları, mercimek, glütensiz işlenmemiş tahıllar yemesi gerekir.



Burcu Erbaş

1997 yılında Antalya’da doğan Burcu, İstanbul Saint Joseph lisesinde eğitim gördü. 2020 yılında Galatasaray Üniversitesi Siyaset Bilimi bölümünde lisans eğitimini tamamladı. Erasmus programı ile bir sene boyunca eğitim aldığı Sciences Po Paris’te çevre politikaları, sürdürülebilirlik ve ekoloji üzerine dersler aldı. Öğrendiklerinden çok etkilenen Burcu yaşam tarzını çevreye duyarlı olacak şekilde...



BLOOM SHOP