Yaşamda sürekli değişim ve dinamizm vardır. Herakleitos’un “Aynı nehirde iki kez yıkanılmaz.” sözünde anlatıldığı gibi ilişkimizde yaşadığımız herhangi bir şeyin aynısını yeniden yaşamamız mümkün değildir. İlişkinin kendisi gibi o ilişkiyi oluşturan iki kişi de değişim halindedir. Sosyal bir varlık olan insan, birçok sosyal-toplumsal olaydan etkilenir, çevresindeki insanlar ve gruplarla kurduğu ilişkiler onu değiştirir. Bazen okunan bir kitap, bir şiir ya da yeni tanışılan bir kişi ile kurulan iletişim insanın benlik sisteminde kaos yaratacak birer yabancı element haline gelebilir. Evlilik ve uzun süreli romantik ilişkiler her zaman için belli bir rekabet ve başka insanlardan etkilenme potansiyeli taşır. Aldatma, romantik ilişkilerin ve özellikle evliliklerin tabu konularından biridir. Kendisinden kaçınılır, başa gelirse hakkında konuşulmaz, destek alınmaz. Bu yazıda aldatma olgusuna romantik ilişkilerin olası bir yönü olarak yaklaşarak aldatma psikolojisi ile ilgili olası nedenleri sizlerle paylaşacağım.
Aldatma psikolojisi nedir?
Aldatma psikolojisine sahip bireyler tek eşli bir ilişkide oldukları partnerlerini aldatmada kendilerini haklı görürler. Bunu çeşitli sebeplere; duygusal & cinsel tatmin eksikliğine, intikama, yenilik arayışına bağlayabilir, aldatmalarında kendilerini haklı hissedebilirler.
Aldatma psikolojisi nedenleri
1. Beş temel gereksinimin ilişki içinde karşılanmaması
Gereksinim 1: Bağ kurma ve bağımsızlık
Bağ kurma gibi bağımsızlık da bireyin temel ihtiyaçlarındandır. Romantik ilişkilerde bu iki gereksinimin dengeli bir biçimde karşılanması gerekir. Bağımsızlık gereksinimi yeterli ölçüde karşılanmıyorsa kişi kendini köle gibi hissedebilir. Bağ kurma gereksinimi karşılanmadığında ise terk edilmişlik ve yalnızlık hissi oluşur.
Gereksinim 2: Özdeğer
Mutlu ilişkilerde çiftlerden her ikisinin de özdeğerleri (benlik saygıları) yüksektir ve bu konuda birbirlerini desteklerler. Koşulsuz severek, takdir edip onaylayarak eşinizin özdeğerini arttırabilirsiniz.
Gereksinim 3: Oyun, eğlence, haz alma ve uyarım
Oyun, eğlence, hoşça vakit geçirebilecek aktivitelerin paylaşıldığı ilişkilerde yaşanan hoş anılar ve duygular partnerle de özdeşleştirilir. Oyun, eğlence ve haz sağlayıcı faaliyetlerdeki ortaklık ve uyum, espri anlayışındaki benzerlik ve birbirini güldürebilme önemlidir.
Gereksinim 4: Tutarlılığa duyulan ihtiyaç
Gelgitleri olmayan, eşlerin birbirine karşılıklı olarak güvendikleri ilişkilerde tutarlılık gereksinimini sağlamak mümkün olur. Duygusal iniş çıkışları fazla olan, sevgi ve ilgi gibi temel ihtiyaçları düzenli olarak veremeyen kişiler eşlerini ilişkiden soğutabilirler.
Gereksinim 5: Duyusal keşif ve cinsel heyecan arayışı
Duyulara hitap eden ve cinsel uyumun olduğu ilişkilerde mutluluk daha fazladır ve insanların özdeğerleri yüksektir. Cinsel sorunların olduğu ve duyusal keşiflere açık olmayan ilişkiler içinde olan çiftler ya ilişkiden soğur ya da farklı partner arayışına yönelebilirler.
2. Çiftler arasındaki iletişim hataları
Aşağılama, eleştiri, savunmacılık ve duvar örmenin bulunduğu ilişkiler mutsuz ve yıpratıcıdır. Mahşerin dört atlısı adı verilen bu dört iletişim hatasından uzak durmak gerekir.
3. Duyguların dile getirilmemesi
Bazı insanlar duygular olmadan da yaşanabileceğine inanır, onları ifade edemez ve bunu romantik ilişkilerdeki işlevini görmezden gelirler. Bu durum ilişkilerdeki yakınlığı, içtenliği ve derinliği engeller. Dolayısıyla duygularını daha rahat dile getirmek ve aynını eşinden görebilmek isteyen kişiler bu isteklerini karşılayabilecekleri başka insanlara yönelebilirler.
4. Geçmişten gelen zorlu çocukluk yaşantıları ya da ruhsal sorunlar
Çocuklukta yaşanan ihmaller ve istismarlar sağlıklı bir bağlanma yaşantısı kuramama ve ilişkilerdeki sadakatle ilişkili olabilmektedir. Bunun yanı sıra dürtü kontrolü ile ilgili sorunu olan ve empati kurma becerisi düşük olan kişiler de daha kolay aldatabilmektedir.
5. İlişkide güç arayışı
Bazen çiftler ilişkiye rekabet katmak, baskınlık elde etmek ve olası bir terk edilmeyi önlemek için de aldatabilir. Bu tarz durumlarda çiftler arasındaki samimiyet ve yakınlık genellikle düşük seviyededir.
Bu yazıda aldatmanın olası bazı psikolojik sebepleri incelenmeye çalışılmıştır. Bazen sıralanan bu nedenlerin hiçbiri olmaksızın da eşler birbirini aldatabilmekte ya da tüm bu zorlayıcı faktörler olmasına rağmen kişiler aldatmadan o ilişki içinde durabilmektedirler. Aldatmanın özünde merak ve keşif güdülenmesi yatmaktadır. Bazı insanlarda bu güdülenmenin daha fazla olabileceği gözden kaçırılmamalıdır.
Kendimizi ve eşimizi olduğumuz gibi kabul edip sevebiliyor muyuz? İlişkimiz sırasında bunu her gün kendimize sormamız ve bu soruyu samimiyetle yanıtlamamız önemlidir. Bir sonraki yazıda aldatma sonrası affetme (ilişkiye devam kararı alınsın ya da alınmasın) ve ilişkiye yeniden başlama konularına değinerek çiftlere bazı psikolojik öneriler sunacağım.