Dünyayla ve varlığımızla olan iletişimimizi nefes ile başlatıp, nefes ile sonlandırıyoruz. Yaşam kaynağımız olan nefesimiz; bedenimiz, ruhumuz ve zihnimiz arasında “eşsiz bir portal” olma görevini üstlenirken hayatımızı değiştirmek ve “kendi ışığımızın parıldamasına izin vermek” de bu portalı ne kadar efektif bir şekilde kullanabildiğimize göre değişiyor.
Gücünüzün farkına varmak, potansiyelinizi açığa çıkarabilmek aslında öze, nefese dönmekten geçiyor. Alış ve veriş seslerini zaman zaman duymazdan geldiğimiz nefesimiz, şifaya açılan bir kapı olduğu gibi kendimizi tanıma ve varlığımızı anlamlandırma sürecimize de eşlik ediyor.
Performansı artıran bir katalizör: Nefes
Nefesin hızını, derinliği ve düzenini değiştirerek bedene yayılan enerji, şükran duyulması gereken bir yaşam kaynağına dönüşürken, kazanılan bu nefes farkındalığı da “kim olduğumuzu, kendi hislerimizi ve diğer insanların hislerini anlamamıza yardımcı oluyor.” Nefes aracılığı ile önce kendimizle daha sonrasında ise çevremizdekilerle derin bağlar kurabilmek, potansiyeli fark etmek ve onu dışavurabilmek adına önemli bir rol oynuyor. Her ne kadar içinde bulunduğumuz kaotik düzen, hızlı tükettiğimiz yaşam şekli, endişe ve stresin zihnimizi ve bedenimizi ele geçirmesine neden olsa da “nefes çalışmaları herhangi bir alanda performansa engel olan kaygı ve gerilimin hafiflemesini” sağlayabiliyor.
Columbia Üniversitesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyesi Dr. Richard P. Brown ve New York Tıp Fakültesi Psikiyatri Bölümü öğretim üyesi Dr. Patricia L. Gerbarg’ın yazdığı, Zeynep Aksoy ve David Cornwell önsözüyle raflarda yerini alan Nefesin Şifa Veren Gücü adlı kitap, nefesin şifasını bilimsel dayanaklarla ortaya koyuyor.
Düzenli olarak yapılan nefes çalışmaları ile beden oksijene doyarken, fiziksel güç artıyor. Eklemler ve kaslar yıpranmalara karşı gardını alırken zihin performansı da güçlenerek potansiyeli açığa çıkarmaya yardım edebiliyor. “Yavaş yavaş, rahatça ve eşit sürede nefes alıp vererek kaygıyı dağıtmayı öğrenmek, herhangi bir uğraş alanındaki performansın iyileştirilmesine” oldukça büyük bir katkı sağlıyor. Kitapta bu konu çok güzel bir örnekle de açıklanıyor.
Nefese odaklanarak potansiyeli ortaya çıkarabilmek
Dünyaca ünlü bir konser piyanisti olan Zita Zohar’ın nefesin performans üzerindeki etkilerine dair yorumları, farkındalığını yeni kazanmaya başladığımız yaşam ve şifa kaynağımızın gücünü bizlere bir kez daha gösteriyor.
Müzik performansı için nefesin esas olduğunu dile getiren Zohar, müzisyenlerin çalışma sırasında veya performansa başlamadan önce nefes alıp vermeyi nasıl kullanacaklarını öğrendiklerinde, bu kazanımın “beynin ve bedenin müzikal pasajla koordinasyon içinde ilerleyişini organize etmeye yaradığını” belirtiyor. İlk başta nefes çalışmalarına vakit ayırmak istemeyen Zohar’ın öğrencilerinin beş dakikalık çalışmalarla bile konsantrasyonlarını ve performanslarını artırmaları ve istemli olarak beş dakikanın yerini her performans öncesi yirmi dakikalık bir nefes çalışmasına bırakması, ilham verici bir değişim ve gelişim sürecini de gözler önüne seriyor.
Nefese odaklanarak endişe ve stres ile mücadele edebilmek
Zohar’ın başka bir öğrencisi olan Emily ise altı yaşından beri piyano çalmasına rağmen performans öncesi yaşadığı kaygıyı azaltamadığında Zohar’ın tavsiyesi ile nefes çalışmalarına ve meditasyona başlıyor. Emily, yaşadığı deneyimi bir enerji yenilenmesi ve dinlendirici bir uykudan uyanma hali olarak aktarırken müziğinin de bu çalışmalar sayesinde daha etkileyici bir hale geldiğini belirtiyor.
Nefes çalışmaları sayesinde sanatçı “bedeni ile müzik enstrümanı arasında doğal ve sinerjik bir bağ” kurarken, azalan korku, kaygı ve stres yerini ise özgürlük haline bırakıyor. Berrak bir zihin ve zinde bir beden sayesinde artan motivasyon, kişinin kendi performansının en yüksek seviyeye ulaşmasını sağlıyor.
Hakiki benlik ile kavuşmak
Gün içerisinde kendimize ayırabileceğimiz zamanlarda hayatımızı nefesin şifa veren gücüyle değiştirebileceğimizi ve zihin-beden uyumumuzu keşfedebileceğimizi akıcı bir dille anlatan bu başucu kitabı, nefes ile birlikte bedenden beyine oradan kalbe giden bütünsel iyileşme yolculuğuna çıkma konusunda motive edici bir etkiye sahip. Nefesin Şifa Veren Gücü’nün bu dönüştürücü ve iyileştirici etkisi, kişinin “hakiki benliğiyle yeniden bir olabilmek için sarf ettiği zaman ve çabanın karşılığını eninde sonunda fazlasıyla alacağını” kanıtlıyor.
8 bölümden oluşan kitabın içerisinde aynı zamanda Zeynep Aksoy’un seslendirdiği nefes çalışmalarına da ulaşılabiliyor. Kitabı incelemek için bu linke tıklayabilirsiniz.