Ansızın biten bir ilişkinizin ardından partnerinizi unutma süreniz neden uzundur, hiç düşündünüz mü? Yarım kalan aşklar gibi tamamlanmamış durumları, tamamlanmış olanlardan daha iyi hatırlama eğilimi olarak psikolojide kendisine yer bulan Zeigarnik etkisini tüm yönleriyle inceliyoruz.
Gözlem üzerine gelişen bir deney
1920’lerde henüz bir doktora öğrencisi olan psikolog Bluma Zeigarnik ve ona eşlik eden birkaç profesör Berlin’de bir restorana yemek yemeye gidiyorlar. Tesadüf eseri restorandaki garsonların henüz ödenmemiş siparişleri daha iyi hatırladıklarını ancak müşteri hesabı ödedikten sonra siparişleri hatırlamakta zorluk çektiklerini gözlemliyorlar.
Bitmemiş işleri daha iyi hatırlayıp hatırlamadığımızı test etmek için bir deney yapmaya karar veren Zeigarnik bu deneyde, her katılımcıdan bir kutuyu monte etmek ve bir bulmaca çözmek gibi bir dizi görevi tamamlamalarını istiyor. Ardından her bir katılımcıdan yaptıkları görevlerin ayrıntılarını anlatmalarını isteyen Zeigarnik’in ulaştığı cevaplar, restorandaki gözlemini haklı çıkarıyor.
Katılımcılar tamamlayamadıkları görevlerin ayrıntılarını daha net bir şekilde hatırlarken, herhangi bir sekteye uğramadan bitirilen görevleri hatırlama eğilimleri diğer duruma kıyasla yüzde 90 daha az olarak kaydediliyor. Zeigarnik’e göre, kişi bitirmek için istek duyduğu bir görevi tamamlayana kadar bunu hafızasında daha başarılı bir şekilde tutabiliyor. Görev tamamlandıktan sonra ise, unutma süreci devreye giriyor ve kişinin zihninde o görev giderek daha da bulanıklaşmaya başlıyor.
Farklı deneyler benzer sonuçlar
Zeigarnik’in ardından bitirilmiş ve bitirilmemiş işlerin hatırlanma eğilimi üzerine çalışan birçok araştırmacı da benzer sonuçlarla karşılaşıyor. 1960’larda bir bellek araştırmacısı olan John Baddeley, bir dizi anagramı çözemeyen katılımcıların çözebilen katılımcılara nazaran kelimeleri daha rahat bir şekilde hatırladığını gözlemliyor.
Benzer bir şekilde 1982 yılında psikolog Kenneth McGraw ve Jirina Fiala tarafından yapılan bir araştırmada da katılımcılardan istenilen bir göreve kasıtlı olarak ara veriliyor ve katılımcıların yüzde 85’inin bu aranın ardından görevi tamamlamak için arzu duyduğu görülüyor.
Yarım kalan aşklar Zeigarnik etkisi sebebiyle “unutulmuyor”
Çoğu kişinin hayatında unutamadığı bir flörtü, sevgilisi olmuştur. Aniden gelen ayrılık, beklenmedik bir bitiş ve henüz söylenmeyen son söz… Dostça biten ve draması olmayan ilişkilere nazaran neden yarım kaldığını düşündüğümüz ilişkilerimizi daha çok hatırlıyoruz? Sebebi: Zeigarnik etkisi!
Sebepsizce sonlanan, ansızın biten romantik ilişkilerimizi unutmakta zorlanıyor olmamızın sebebi onun da yukarıdaki deneylerde görüldüğü gibi tamamlanmıyor olmasından kaynaklıyor. Zihnimiz devamlı bize söylemek isteyip söyleyemediklerimizi, birlikte yapmak isteyip de yapamadıklarınızı hatırlatıyor ve buna hiç ara vermiyor gibi hissettiriyor.
İlişkilerde çözemediğimiz bir problemimiz olduğunda da yine Zeigarnik etkisi devreye girerken bu sorunları çözemediğimiz sürece onları daha fazla hatırlama eğilimi içerisinde oluyoruz. Evlilik üzerine araştırmalar yapan yazar John Gottman, “What Makes Love Last” adlı kitabında ilişkilerdeki derin problemleri çözerek hem Zeigarnik etkisinden kurtulabileceğimizi hem de partnerimizle aramızdaki bağı güçlendirebileceğimizden bahsediyor.
Ne yarım kalıyorsa Zeigarnik etkisi orada var oluyor!
Sadece romantik ilişkilerde de değil, diyette olduğumuz için o çok sevdiğimiz tatlıdan aldığımız bir kaşığın lezzetini bile bin sözcükle anlatabilecek kadar o tadı yarım kaldığı için unutmamız zor hale geliyor. Yarım kalan aşklar gibi yarım kalan sözler, tatiller, tartışmalar, anılar, ödevler, iyi hazırlanmadığımız sınavlar ve bir çatal daha almak için sabırsızlandığımız tabaklar da daha zor unutuluyor.
Gottman’ın ilişkilerdeki önerilerini yarım kalan ne varsa ona bir doz uygulamakta fayda var gibi gözüküyor: Problemleri çözmek, tamamlanmayanları tamamlamak veya sınavlara iyi hazırlanmak… Böylelikle unutamıyor olmanın getirdiği başarısızlık hissi, endişe ve stres ile başa çıkabilir, duygusal ve zihinsel anlamda kendimizi daha az yoruyor olmamız muhtemel hale gelebilir.
Belki de “Bugünün işini yarına bırakmamak” Zeigarnik etkisinin yarattığı olumsuz duygularla başa çıkmak için daha da önemli bir söz olduğunu kanıtlıyordur, kim bilir?
Modern kültürde Zeigarnik etkisi
Heyecanla izlediğimiz bir dizinin ya da filmin en heyecanlı sahnesinde birden bire reklama giriyor ya da bölüm sonu veriyor olması bir tesadüf değil! Sadece yarım kalan aşkları unutamıyor olmamızda veya tamamlayamadığımız bir işi bitirmek için duyduğumuz arzuda değil modern kültürde de Zeigarnik etkisinin yansımalarına sıkça rastlanıyor.
Dizilerin parça parça yayınlanmasında, merakla beklenilen sahnelerde mola verilmesinde veya alacağımız bir ürünün stoklarla sınırlı olup tükeneceğini duyduğumuzda onu almaya ve izlemeye yönelik isteğimiz artıyor. Pazarlama çabalarının önemli bir ürünü olan Zeigarnik etkisi, izlediğimiz dizi ya da filmlere, haber sitelerinde detayına erişemediğimiz gündemlere ve satın almak istediğimiz ürünlere karşı motivasyonumuzun artmasına ve onları unutmamamıza neden oluyor.
Kısacası, tamamlayamadığımız her şey tıpkı yarım bıraktığımız aşklarımız gibi zihnimizin bir köşesine yerleşiyor.