YAZAN: DR. AYFER ATAY
FOTOĞRAF: WSJ

Bütüncül; zihinsel, ruhsal ve fiziksel olarak mutlu ve sağlıklı bir yaşamın anahtarı kendi içimizde; mikrobiyota sağlığımızda gizlidir. Mikrobiyotamız doğumumuzdan ölümümüze kadar elimizi hiç bırakmayan en sadık yol arkadaşımızdır. 


Mikrobiyota nedir?

Vücudumuzda bizimle birlikte yaşayan bakteri, virüs ve mantarlardan oluşan mikroorganizma topluluğuna mikrobiyota denir. Bu mikroorganizmalar, çoğunluğu bağırsaklarımızda olmak üzere, solunum sistemimiz, üreme organları, derimiz, ağız boşluğumuzda bulunur. Sayıları yaklaşık üç milyondur. Kendi ağırlığımızın üç kilogramını mikrobiyotamız oluşturur.

Mikrobiyotamız parmak izimiz gibi sadece bize özeldir. Doğumumuzdan önce oluşmaya başlar, doğum eylemi sırasında şekillenir ve yaşadığımız sürece de bizimle var olur. Bizim hayatımız sona erdiğinde bile mikrobiyotamız varlığını sürdürmeye devam eder. 

Mikrobiyotamızın çoğunun bulunduğu bağırsaklarımızdaki dost ve düşman mikroorganizmalar hem bizimle hem de kendi aralarında muhteşem bir denge halinde yaşarlar. Bu dengenin bozulması ise birçok hastalığın oluşmasının kök nedenidir.

Mikrobiyota nasıl oluşur?

Normal doğum sırasında annenin doğum kanalında bulunan mikrobiyota çeşitliliği bebeğe geçer ve bebekte yaşam boyu ona eşlik edecek ilk mikrobiyota oluşmaya başlar. Bu mikrobiyotanın içeriği daha sonra anne sütü ile zenginleşir. Sezeryanla doğan ve anne sütü alamayan bebekler mikrobiyota konusunda şanssız olarak yaşama başlarlar. 

Doğum şekli dışında mikrobiyotamızı etkileyen faktörler şunlardır:

  • Antibiyotik kullanımı: Yersiz antibiyotik kullanımı bağırsaklardaki dost bakterileri öldürür.
  • Mide asitini azaltan ilaçlar 
  • Beslenme şekli: Paketli gıda, rafine şekerler, yüksek yağlı ve liften fakir bir diyet sürmek mikrobiyota sağlığını düşürür.
  • Genetik
  • Coğrafi bölge: Yaşadığımız yerin çevresel koşulları mikrobiyota zenginliğini etkiler.
  • Seyahatler: Seyahatlerimizle sadece bizi değil, mikrobiyotamızı da değişir. 

Mikrobiyotanın görevleri nelerdir?

Mikrobiyotamızın sağlıklı yaşamamızda ve vücut fonksiyonlarımızın korunmasında önemli görevleri vardır. Bu nedenle son yıllarda yeni bir “metabolik organ” olarak kabul edilmiştir. Görevleri aşağıdaki gibidir:

  • Bağışıklığımızın gücünü arttırmak
  • Besinlerin sindirimine katkı sağlamak
  • B1, B2, B6, B12, K vitaminlerini üretmek
  • Enflamasyonu önlenmek
  • İdeal vücut ağırlığını korunmak
  • Mental ve ruhsal iyilik hali sağlamak
  • Yaşlanma sürecinin yavaşlatmak

Mikrobiyota dengesini yitirirse ne olur?

Hipokrat’ın tam 2000 yıl önce söylediği “Bütün hastalıklar bağırsakta başlar.” sözünün değeri ne yazık ki çok yakın zamanda anlaşılmaya başlanmış ve bugünün modern tıbbında birbiriyle ilgisiz gibi görünen birçok hastalığın kök nedeninde bağırsak mikrobiyotasının “hastalanması” olduğu kabul edilmiştir. 

Çeşitliliği ve dengesi bozulmuş mikrobitaya ile ilgili hastalıklar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Mikrobiyota sağlığı nasıl korunur?

Doğumumuzdan ölünceye kadar içimizde bizimle birlikte yaşayan, sağlıklı bir yaşam sürmemizi sağlayan mikrobiyotamıza, dolayısı ile kendimize de nazik bir olmamız için yapmamız gerekenler:

  • Gereksiz antibiyotik ve mide ilacı kullanmamak
  • Beslenmedeki lif miktarını; pırasa, enginar, muz, elma gibi yiyeceklerle arttırmak
  • Fermente yiyecekler; yoğurt, kefir, bitter çikolata tüketmek
  • Kimyon, kekik, zerdeçal gibi anti-inflamatuvar baharatlar kullanmak
  • Sert kabuklu yemişler tüketmek
  • Prebiyotik ve probiyotik desteği kullanmak
  • Şekerli yiyeceklerden uzak durmak
  • Ellerinizin bahçede kirlenmesine izin vermek, toprak ile kurulan fiziksel bağı kuvvetlendirmek
  • Pencereleri açık tutup hava sirkülasyonu sağlamak
  • Antibakteriyel sabun kullanmamak





BLOOM SHOP