Anksiyete ya da diğer adıyla kaygı bozukluğu çağımızın en önemli psikolojik sıkıntılarından bir tanesi. Araştırmalara göre yetişkinlerin yüzde 30’u yaşamlarının bir noktasında anksiyete sorunu yaşıyor. Huzursuzluk, güvensizlik, korku, endişe, gerginlik, vesvese sizi sık sık ziyaret ediyorsa, siz de anksiyetenin pençesine kapılmış olan büyük yüzdenin içindesiniz demektir. Peki anksiyete ile başa çıkma yolları nelerdir?
Anksiyete nedir?
Anksiyeteyi, zihnin çeşitli konulara takılıp; para, sağlık, kilo, aile, iş, kariyer, doğal afetler ya da ilişkiler gibi, henüz gerçekleşmemiş olası felaket senaryoları yaratmak olarak tanımlayabiliriz. Sosyal anksiyete, zihnin kurguları dolayısıyla sosyal ilişkilerde aksaklığa sebep olurken, günlük anksiyete hayatı pek çok açıdan olumsuz yönde etkiler ve bedene bir tehlike varmışçasına uyarı vererek, sistemi kaç, savaş, don alarmında tutar. Anksiyeteye sebep veren düşünceler aktive olduğunda kalp atışları hızlanır ve vücut stres hormonu olan kortizol salgılamaya başlar.
Anksiyete, uzun vadede panik atak, çeşitli takıntılar, yer yer uyku sıkıntıları, hatta insomnia, konsantrasyon eksikliği ve depresyon gibi sonuçlar doğurabilir. Anksiyete, önlem alınmadığı takdirde, psikolojik olduğu kadar kalp hastalıkları, solunum sorunları, çeşitli bağımlılıklar gibi fiziksel sıkıntılara da sebep olabilir.
Çağımızın kanayan yarası anksiyete ile başa çıkma yolları nelerdir?
Nefes teknikleri
Zihne, zihin seviyesinden hükmetmek kolay değildir ama nefesle bu mümkün.
Sri Sri Ravi Shankar
Art of Living Vakfı’nın özel nefes tekniği Sudarshan Kriya anksiyete ve depresyon konusunda etkili bir çözüm. Aynı zamanda diğer nefes tekniklerini araştırıp, size en uygun metodu bulabilirsiniz.
Kahkaha pratikleri
Sıra dışı gibi görünse de, aslında gülmek bir ilaç ve depresyon ve anksiyete tedavilerinde kullanılıyor. Norman Cousins, Anatomy of an Illness (Bir Hastalığın Anatomisi) kitabında kahkaha yoluyla nasıl iyileştiğini anlatıyor. Tüm hastalıklarda en önemli şeyin moral olduğunu hepimiz biliyoruz. Bilimsel araştırmalara göre 45 ila 90 saniye kadar güldüğümüz zaman vücudumuz mutlululuk hormonları salgılamaya başlıyor. Bağışıklık sistemi ve sinir sistemi güçleniyor. Kan akışı %50 oranında artıyor.
Kafein, tein ve alkolü azaltmak
Kahve, siyah çay ve alkol zihni agrave ederek, düşüncelerin yoğunlaşmasına sebep olur. Ne kadar az tüketirseniz o kadar iyi!
Temiz beslenmek
Tıbbın babası Hipokrat, bundan 2500 yıl önce “Besinler ilacınız, ilacınız besininiz olsun.” demiş. Ayurveda tedavilerinde de enerjiyi dengelemek için beslenme düzenine çok önem verilir. Mevsim sebze-meyveleri, tam tahıl, bakliyat ve çiğ kuruyemişlerle dolu bir beslenme planı zihni sakinleştirmek için en iyi yollardan bir tanesidir.
Yeterli ve kaliteli uyku
Uyku, genel anlamda yaşam kalitesini yükseltmek açısından en önemli enerji kaynaklarından bir tanesi. Özellikle 00.00 ile 03.00 arasındaki uyku; vücut bu saatler arasında uyku-uyanıklık dengesini düzenleyen hormon melatonini salgıladığı için önemlidir.
Yoga
Düzenli yoga uygulaması, anksiyeteyi iyileştirmekte etkin bir çözümlerden biridir. 1989 yılında Duke Üniversitesi’nde yapılan bir araştırmaya göre 4 ay boyunca yoga yapan kişilerin uyku kalitelerinde ve genel sağlıklarında iyileşme, enerjilerinde yükselme, dayanıklılık ve esnekliklerinde ise artış gözlenmiş.
Meditasyon
Bilimsel araştırmalara göre düzenli meditasyon uygulaması stres yönetiminde en etkili yollardan bir tanesidir. Meditasyon aynı zamanda günde 40 ila 70.000 civarında düşünce üreten zihnin rahatlamasını ve öz farkındalığın artmasını sağlayarak bizi en doğal halimiz olan neşe ve mutluluk haline geri götürebilir.
Ormanlar ve doğa
Dr. Qing Li, Forest Bathing (Shinrin Yoku: Orman Banyosu) adlı kitabında kısaca ormanların ve doğanın insan sağlığı üzerindeki olumlu etkilerini araştırmış ve kitabında bu araştırmalarını özetlemiş. Qing Li’nin araştırmalarına göre stresten arınmanın, gevşemenin ve mutlu bir zihin durumuna kavuşmanın en etkin yollarından biri ormanda vakit geçirmek!
İçe dönmek
Anksiyete atakları sırasında zihnimiz düşüncelerle dolar. Bu düşüncelerin girdabındayken, onları kontrol edemeyiz. Oysa düşüncelere dışarıdan baktığımızda, yani gözlemlediğimizde, onların gerçekliğini sorgulama fırsatımız olur. Her düşünce gerçek değildir. Dışarıdan baktığımız ve onları gözlemlediğimiz zaman, zihnin her söylediğine inanmak yerine, gerçekliğini sorgulayabiliriz.
