Küresel Cinsiyet Eşitsizliği 2021 raporuna göre Türkiye’de üst düzey pozisyonlara sahip kişilerin yüzde 84’ünü erkekler, yüzde 16’sını ise kadınlar oluşturuyor. Toplum genelinde ise kadınların geliri, erkeklerin gelirinin ortalama olarak yarısına denk geliyor. Sadece ülkemizde değil, dünya genelinde işgücüne katılan tüm kadınlar günün her anı bu ağır eşitsizlik ile karşılaşıyor. Tam da bu nedenle ataerkil düzenin karşılarına çıkardıkları her tür “görünmez” engeli aşarak üst düzey pozisyonları dolduran kadın liderler hepimize ilham oluyor. Cam tavanları yıkan, önyargıları kıran kadın liderler elde ettikleri her başarıyla iş yaşamında cinsiyet eşitliğine bir adım daha yaklaşmamızı sağlıyor. Çalışan tüm kadınların emeklerinin karşılığını aldığı, çevrelerinden destek görürken kendilerine öz değer ve sevgi verebildikleri bir geleceğin önünü açıyor. Yolumuzu aydınlatan başarılı kadınlar; Sephora Türkiye Pazarlama ve E-Ticaret Direktörü Ayça Kaya, Global Wellness Day’in kurucusu Belgin Aksoy, Kampotu İlaç ve Gıda Sanayi Genel Müdürü Beril Koparal Ergün, The Estée Lauder Türkiye Genel Müdürü İpek Ersavaş ve H&M Türkiye Ülke Müdürü Müge Arpacıoğlu ile profesyonel yaşamlarındaki deneyimleri, yol boyunca öğrendikleri ve iyi olma pratikleri hakkında konuştuk.


Zihinlerdeki “başarılı kadın yönetici” modelinin erkek yöneticiler çerçevesinde şekillendirildiği dünyamızda bir kadın liderin masaya getirdiği yenilik ne oluyor? Kadınların baskın olduğu bir çalışma alanı iş dünyasında ne gibi pozitif gelişmeler doğuruyor?  

Özellikle kadın ayak izinin daha ağırlıklı olduğu güzellik endüstrisinde, kararlı ve üretken kadınlarla birlikte çalışmak yaratıcılığı doğrudan ve oldukça pozitif yönde etkiliyor. İş dünyasında vizyoner ve kararlı liderlerin kurum, marka ve toplumsal öncelikler odağında cesaret ve ilham veren yaratıcı işler geliştirerek, alanlarında da fark yarattığı bir gerçek. Kadın yöneticilerin işi ise biraz daha zor. Kadınlar, toplum ve iş yaşamlarının içerisinde karşılaştığı pek çok bariyere rağmen, yaşamlarında birden fazla rolü ve görevi aynı anda üstlenmeye devam ediyor. Birden fazla rolü üstlenmek  iş yaşantısında da daha derin bir bakış açısı kazandırıyor. Günümüzde marka ve tüketici arasındaki duygusal bağ çok önemli hale geldi. Bu çerçevede de satın alma alışkanlıkları farklılık göstermeye başladı. Marka değerini güçlendirecek şekilde özellikle tüketiciyle kuvvetli bir duygusal bağ kurulmasını sağlayacak konularda, kadınların daha cesur ve yaratıcı olduğuna inanıyorum.

Şu anda bulunduğunuz pozisyona erişmede size bedenen, zihnen ve ruhen destek olmuş bir düşünce, inanış veya pratiğiniz var mı? 

Sadece bulunduğunuz pozisyonda değil yaşamın genel resminde beden, zihin ve ruh dengesine bütünsel bir şekilde yaklaşmanın farklılık yarattığını düşünüyorum. Farkındalık özellikle kişisel farkındalık, sorgulamak, sormak ve öğrenmeyi bırakmamak benim kendi yaşam dengemi sağlamamda her zaman yardımcı olan ilkeler. Kendisiyle uğraşmayı, gelişmeyi ve öğrenmeyi seven biri oldum hep. Sanattan, özellikle resimden, düzenli spordan ve seyahatten çokça beslenirim. Sosyal faydanın gücüne inanırım ve bu alanda aktif olmaya çalışırım. Faydalı ve iyi olmaya çalışmanın çok farklı bir iyileştirici gücü olduğunu düşünüyorum. Hızlı bir hayatım ve kısıtlı seviyede boş zamanım var. Kıymetini bilmeyi önemsiyorum. Ailem başta olmak üzere sevdiklerimle olmak kadar kendime de zaman ayırmayı ihmal etmiyorum.

Bütünsel iyi olma halinizi desteklemek için hangi öz pratiklerden faydalanıyorsunuz? 

Hareket etmenin, pozitif düşünmenin ve sağlıklı bir şekilde beslenmenin önemine inanırım. Düzenli spor yapıyorum. Ek olarak esneme odaklı çalışmalar yapmaya başladım. Sağlıklı beslenme konusu son 3-4 yıldır uzman destekli olarak hayatıma eklendi. Doğru ve iyi gıdalar almaya ve işlenmiş gıdalardan uzak durmaya çalışıyorum. Öte yandan fazla baskının ve kuralın olduğu her şey beni yorar. Bu nedenle kendi içimde dengeler kurarım. Kendimle mücadele etmem. Zihnimin ve bedenimin isteklerini de önceliklendirmeye özen gösteriyorum doğrusu. Yani, iyi ve taze bir kahve yanında havuçlu kek her zaman kazanır.

Profesyonel hayatta istatistiki olarak kadınlar erkeklere oranla tükenmişlik yaşamaya çok daha yatkınlar. Bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olan cinsiyetler arası maaş farkının önüne geçilmesi, kadın iş gücünün korunabilmesi için iş dünyasında ne gibi önlemler alınmalı ve geliştirmeler yapılmalı? 

Toplumsal cinsiyet eşitsizliği büyük sorun ve bu durumun sona ermesi kadının yaşamda ve ekonominin her alanında güçlendirilmesi ile mümkün. Çeşitlenmek, kapsayıcı olmak tüm bireylerin ve tabii ki kurumların ana felsefesi olmalı. Hepimiz eşitliğin, adaletin olduğu, farklı olanın kabul gördüğü hatta kutlandığı bir yaşamı istemeliyiz. Özellikle de Covid dönemi sonrası kadınlar için koşulların daha da ağırlaştığı gerçeğini dikkate alarak, başta kamu ve özel sektör olmak üzere, kurumsal ve bireysel tüm çabamızın daha eşitlikçi bir dünya ve toplum için olması görüşündeyim. Ben de kariyerimin her aşamasında, özellikle de son yıllarda; kadınların özgüvenini arttıracak ve girişimci ruhunu destekleyecek, onların iş ve sosyal yaşamlarına dokunan, çeşitliliğe ve kapsayıcılığa odaklanan çalışmaların üzerinde durmayı önceliklendiriyorum. Bu çalışmaların sürekli, samimi hedefleri olan ve geniş katılımlı olmasının önemine dikkat çekmek isterim. Sosyal sorumluluk odaklı her işin, kurumların imaj projesi olmasından ziyade sahiplendikleri değerleri yansıtan, güçlü ve net projeler olmasının çok değerli olduğu görüşündeyim.

İş hayatında kadın bir lider olmanızdan dolayı yaşadığınız zorlukları nasıl aştınız? 

Akaryakıttan teknolojiye özellikle erkek çalışanın yoğun olduğu sektörlerde tecrübelerim oldu. Kariyer yolculuğumda bu değerli kurumların tamamı çeşitliliği ve özellikle kadın yeteneklerin kuruma kazandırılmasını önemsedi ve bu noktada biz kadın yöneticileri destekledi. Bu bağlamda bu vizyona sahip olan kurumlarla çalıştığım için her zaman kendimi çok şanslı görürüm. Ancak ben de kendi konfor alanımın içinde kalmamaya özen gösterdim. İstediğim işlerin, projelerin peşinde koştum ve onları hayata geçirecek kadar kararlı olmayı seçtim. Kendimi şaşırtmayı ve yolculuğumu zenginleştirmeyi önemsedim. Seçimlerimle eğlenmeyi de başardım. Konu özellikle iş yaşamı olunca, sürekli savaşmak, başarmak, cesaret göstermek gibi kavramların fazla baskın olduğunu düşünüyorum. Severek çalışmak için eğlenmek, keyif almak çok önemli.

Kariyerlerinin henüz başındaki genç iş kadınlarına nasıl bir öneride bulunursunuz? 

Genç iş insanlarına önerim; her zaman güncel kalmaları, güncel olmaları. Dünyadaki trendleri ve gelişmeleri yakından takip etmeleri çok önemli. Kendilerini uzmanlık alanları dışında daha bütünsel yetiştirmeleri, dünyalı olmak görüşünü benimsemeleri sınırların giderek kalktığı yeni dünyada çok önemli. Takım oyunu ve bireysellik arasındaki farkın dengesini bulmak yine aynı şekilde oldukça kritik. Özgün olmak ancak bu şekilde mümkün oluyor. Çeşitliliği çok önemsemelerini de öneririm. Kendileri gibi olan, düşünen ve yapandan ziyade farklı olana karşı kucaklayıcı olmak onları başarıya giden yolda mutlaka besleyecektir.


Zihinlerdeki “başarılı kadın yönetici” modelinin erkek yöneticiler çerçevesinde şekillendirildiği dünyamızda bir kadın liderin masaya getirdiği yenilik ne oluyor? Kadınların baskın olduğu bir çalışma alanı iş dünyasında ne gibi pozitif gelişmeler doğuruyor?  

Kadınlar, güçlü iç güdüleri, empati yetenekleri, sosyal zekaları, titiz ve detay çalışmaları ile erkek yoğunluğunun olduğu masaya bambaşka bir bakış açısı ve vizyon getiriyor.

Şu anda bulunduğunuz pozisyona erişmede size bedenen, zihnen ve ruhen destek olmuş bir düşünce, inanış veya pratiğiniz var mı?

Vücudunu dinle!

Vücudunuzu en iyi siz tanırsınız. Bir farklılık hissederseniz, doktorunuzun kontrol etmesinde ısrar etmekten çekinmeyin. Benim durumumda, doktorumun semptomlarımla başa çıkmamı tavsiye etmesine rağmen, tiroidektomi sonrasında kendime yeni yollar bulmak zorundaydım. Bir şey doğru gelmiyorsa, kişisel olarak size uygun bir çözüm arayın.

Hareket!

Hareket edin, her türlü egzersiz olur. Bu neredeyse tüm sağlık sorunlarının cevabı. Yürüme, yoga veya herhangi bir aerobik egzersiz gibi, kan basıncınızı düşüren bir şey yapın. Yapacağınız egzersiz, endorfin üretiminizi uyararak ruh halinizi iyileştirir.

Konuş ve duygularını ifade et!

İfadelerimin başkalarını rahatsız edeceğinden endişe duyduğum zamanlarda sözlerimi tam anlamıyla yutardım. Hindu çakra teorisine göre boğazdaki çakra, iletişimi kontrol eder. Şahsen, cümlelerimi yutmanın ve duygularımı bastırmanın vücudumun genel sağlığı için iyi olmadığına inanıyorum. Duygularınızı içeride tutmayın, onları bırakın.

Sağlıklı beslen!

Organik olarak yetiştirilmiş, mevsimlik ve işlem görmemiş yiyeceklerle beslenin. Konserve yiyeceklerden uzak durmaya çalışın. Daha çok evinizde ve sağlıklı yemekler hazırlayın. Dışarıda yemek yediğinizdeyse akıllı seçimler yapın. Ben yolumu deneyerek buldum. Bazı yiyeceklerin ruh halimi değiştirdiğini ve tiroid uyarıcı hormonlarımı artırdığını keşfettiğimde onlara veda ettim. Görünen o ki, sen ne yersen o’sun. Ötesi, neyi sindirirsen o’sun. Eğer akıllıca yerseniz, sağlıklı bir insan olursunuz.

Minnettar Ol!

Tiroid kanseri hayatımın sonu değildi. Birçok yönden başlangıcıydı. 20’li yaşlarımda beni etkilediğine minnettarım. Harika bir uyandırma çağrısıydı. Bugün olduğum kadın olamazdım ve milyonlarca insanı etkileyen Global Wellness Day olmazdı. Bugün, şaşkınlıkla kanserimin keşfinden bu yana yolculuğuma bakıyorum ve her gün evrene minnetimi sunuyorum.

Bütünsel iyi olma halinizi desteklemek için hangi öz pratiklerden faydalanıyorsunuz?

Sabahları erken kalkmayı, güneşi üzerime doğurmamayı seviyorum. Sosyal yaşamım müsaade ettiği sürece erken uyumaya gayret ediyorum. Erken saatte, aç karnına kardiyo yaptığım 40 dakika ve sonrasında kendime odaklanabildiğim 15 dakika, günün kendimle baş başa kalabildiğim en kıymetli dakikaları. Kendimizle baş başa kaldığımızda duyduklarımızdan rahatsız olup kaçtığımız anlar olabilir ama yüzleşmeden de bazı şeyleri çözmek mümkün olmuyor.

Yaklaşık 4 yıldır vegan besleniyorum. Paketlenmiş gıda, işlenmiş, rafine şekeri tüketmiyorum. Hurma, kuru erik, kuru inciri tercih ediyorum. İçinde muhakkak sporun olduğu, kendime vakit ayırdığım ve bunu lüks olarak görmediğim bir hayatım var. Ben yoksam kimseye bir faydam yok, dolayısıyla benim iyi olmam lazım. Dokunmak istediğim birçok kalp, başarmak istediğim birçok proje daha var.

Bol seyahatli, yoğun bir iş tempom var, eve dönünce TV izlemek yerine, en kıymetlim, oğlumla zaman geçirmeyi ya da kitap okumayı tercih ediyorum. Wellness yaşam şeklim olduğundan beri, arkadaşlarımı delirtecek düzeyde sakin ve huzurlu bir insan haline gelebilmiş olmanın mutluluğunu yaşıyorum.

Profesyonel hayatta istatistiki olarak kadınlar erkeklere oranla tükenmişlik yaşamaya çok daha yatkınlar. Bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olan cinsiyetler arası maaş farkının önüne geçilmesi, kadın iş gücünün korunabilmesi için iş dünyasında ne gibi önlemler alınmalı ve geliştirmeler yapılmalı? 

Artık kadın-erkek çalışan diye ayrım yapmaktan vazgeçmek durumundayız. Hepimize iş düşüyor, erkekler kadınlara ev işlerinde ve çocuk bakımında tam destek vermeli, kadınlar haklarını aramalı. Kariyer planlamalarını yapıp, ancak birey olduklarına inandıktan sonra çift olmak üzere evlenmeli.

İş hayatında kadın bir lider olmanızdan dolayı yaşadığınız zorlukları nasıl aştınız?

İnsana, kadın ya da erkek olarak değil, insan olarak bakılan bir ailede büyüdüm. Bu sebeple olsa gerek, kadın-erkek ayrımcılığı yapan kimseye kulak asmadım, paye vermedim.

Kariyerlerinin henüz başındaki genç iş kadınlarına nasıl bir öneride bulunursunuz?

Sabah kalktığınızda aynada kendinizi iyi görmüyorsanız, öncelikle ailenize daha sonra işinize ve sosyal çevrenize aktaracağınız enerji pozitif olmayacaktır. Bir ülkede, bir şehirde, bir evde, bir şirkette kadınlar mutluysa, çevredekiler de daha pozitif ve daha mutlu olur. Bir kadının hayallerini engelleyenler kendi ailesi veya hayatını birleştirmeyi seçtiği insan olabiliyor. Biz ailemizi seçemeyiz ama hayatımızı kiminle birleştireceğimizi seçebiliriz. Benim genç kadınlara en büyük tavsiyem, önce kendilerine sonra başkasına aşık olmalarıdır. Kendinizi tanımaya ve kendinizi sevmeye zaman ayırın. Yavaşlayın, hızlandığınızı göreceksiniz. Kendiniz olma hakkınızı her zaman kullanın. İçinizdeki gücü keşfettiğiniz ve doğru kullandığınız takdirde başaramayacağınız şey yok!


Zihinlerdeki “başarılı kadın yönetici” modelinin erkek yöneticiler çerçevesinde şekillendirildiği dünyamızda bir kadın liderin masaya getirdiği yenilik ne oluyor? Kadınların baskın olduğu bir çalışma alanı iş dünyasında ne gibi pozitif gelişmeler doğuruyor?  

Kadın liderlerin en önemli özelliği kapsayıcılık. Pandemi ile birlikte daha fazla karşımızda çıkan çeviklik ve esneklik kavramları ise kadının doğasında var zaten. Bütün bu özellikleri kadın liderin masaya getirdikleri. Bununla birlikte kadın liderin olayları farklı yönlerden değerlendirme özelliği, yönetime bir çoklu bakış açısı getirmekte. Kadın yaradılışı gereği çoğaltıyor ve erkeğin bulunduğu ortamda tamamlayıcı etki oluşturuyor. Bu nedenle yönetimde kadın erkek eşitliği çok önemli. Bu durumda karar mekanizmaları daha iyi işliyor.    

Şu anda bulunduğunuz pozisyona erişmede size bedenen, zihnen ve ruhen destek olmuş bir düşünce, inanış veya pratiğiniz var mı? 

Olaylara olumlu yönden bakmak benim en önemli inanışım. Olayların kötü olacağını düşünmem hiç. Her başıma gelenin bir çözümü olacağına ve kendimin bunun için yeterince güçlü olduğuma inanırım. Ayrıca her sabah aynaya gülümserim ve bu sayede güzel bir gün geçireceğimi düşünürüm. Bu da beni mutlu tutan pratiğim. Karşıma çıkan tüm zorluklarla bu şekilde başa çıktım. 

Bütünsel iyi olma halinizi desteklemek için hangi öz pratiklerden faydalanıyorsunuz? 

Kendimi iyi hissettiğim zamanları ve o zamanlarda ne yaptığımı çözümlüyorum. Ne zaman kendimi kötü hissetsem o bulduğumu uyguluyorum. Mesela çözümlemem gereken bir sorun varsa uzun bir yürüyüşe çıkıyorum ya da uzun bir banyo yapıyorum. Kendi kendime kalarak sorunu çözüyorum. Bunun dışında yazmak bana iyi geliyor. Özellikle de dizelerin iyileştirici bir etkisi var. Bunun dışında dans etmek de bütünsel iyi olmada bana çok fayda sağlıyor. 

Profesyonel hayatta istatistiki olarak kadınlar erkeklere oranla tükenmişlik yaşamaya çok daha yatkınlar. Bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olan cinsiyetler arası maaş farkının önüne geçilmesi, kadın iş gücünün korunabilmesi için iş dünyasında ne gibi önlemler alınmalı ve geliştirmeler yapılmalı? 

İlk olarak yapılması gereken cinsiyete göre maaş değil pozisyona göre maaş prensibi olması. Eğer bir pozisyona birisini atıyorsanız, o kişinin yetkin olduğuna inanıyorsunuz demektir. Yetkinlikte kadın erkek farkı olmaz ve tabii o pozisyona biçilen maaşta da olamaz. Bunun dışında kadın ve erkeğe verilen hakların eşitlenmesi için de şirketlerde eş temsil olması gerekir. Yönetim kurullarında kadın sayısı arttıkça yukarıdan aşağıya kadına verilen haklar ve gösterilen saygı artacaktır. 

İş hayatında kadın bir lider olmanızdan dolayı yaşadığınız zorlukları nasıl aştınız? 

Yaptığınız işi iyi yapıyorsanız ve tutkuluysanız önünüzde kimse duramıyor. Belki daha çok çalışmanız gerekiyor bir kadın olarak, ancak vazgeçmiyor ve işinize sahip çıkıyorsanız kendinizi kabul ettiriyorsunuz. Yaptığınız işteki yetkinlikleriniz ne kadar iyiyse sizi aranan kişi haline getiriyor. Bu da kendinize olan inancınızı artırıyor. Ben iş hayatında işi yapan kişinin cinsiyetine değil ortaya çıkan işin kalitesine bakarım. Kendimi de bu şekilde kabul ettirdim iş hayatında geçirdiğim 30 yıl boyunca.

Kariyerlerinin henüz başındaki genç iş kadınlarına nasıl bir öneride bulunursunuz? 

İlk olarak kendilerine inansınlar. Kendine inanan ve yetilerinin farkında olan bir kadının önünde durabilecek kimse yoktur. Tabii ki inanç boş olmaz. Yetkinliklerinizi geliştirip yaptığınız işi en iyi şekilde yapmanız çok önemlidir. Bu nedenle iş hayatına yeni atılan tüm arkadaşlarıma kendilerini sürekli geliştirmelerini tavsiye ediyorum. Kadın oldukları için yükselmekte zorlanacaklarını düşünmeden verimli çalışsınlar ve kadın olmanın onlara sağladığı yüksek empati gücü ve çoklu düşünme gibi özellikleri de işlerine entegre etsinler. Tüm genç kadınların yolları açık ve aydınlık olsun. 


Zihinlerdeki “başarılı kadın yönetici” modelinin erkek yöneticiler çerçevesinde şekillendirildiği dünyamızda bir kadın liderin masaya getirdiği yenilik ne oluyor? Kadınların baskın olduğu bir çalışma alanı iş dünyasında ne gibi pozitif gelişmeler doğuruyor?  

Tam 75 yıl önce bir kadın girişimci; bayan Estée Lauder tarafından kurulan Estée Lauder Şirketleri’nin sahiplendiği değerler bana her gün ilham veriyor. Kapsayıcılık, çeşitlilik ve eşitlik Estée Lauder Şirketleri’nin temel değerleri arasında yer alıyor ve böylesine başarılı bir kadın liderin yaratıp büyüttüğü bir şirket, kadınların baskın olduğu bir çalışma alanının iş dünyasına nasıl yön verebileceğinin çok somut bir kanıtı. Türkiye organizasyonunda da yönetim ekibinin %73’ü kadınlardan oluşmakta. Şirket içinde ve dışında kadınlar için eşit fırsatlar yaratan ve dengeli bir çalışma alanı sunan politika ve programlar uygulanarak kadınların liderliğini en üst düzeye taşımak hedefleniyor. Ayrıca dünya çapında genç kızlar ve kadınların sağlık ve eğitim hizmetlerine erişimini sağlayan STK örgütleriyle işbirliği yapılarak onlara daha bir gelecek sunmayı amaçlayan öncü şirketlerden biriyiz. Ben hayatın her alanın olduğu gibi iş dünyasında da her bireyin içindeki eril ve dişil enerji dengelerinin farkında olması ve bu dengeyi korumaya özen göstermesi gerektiğini düşünüyorum. Cinsiyetlerimizden bağımsız hepimizin içinde olan “hedefleme, sonuç odaklılık, kazanma arzusu” gibi eril özellikler ile “empati, alan açma, yaratım” gibi dişil özelliklerin dengeli ve bütünsel kullanımı, iş hayatında sürdürülebilir başarı getiriyor. 

Şu anda bulunduğunuz pozisyona erişmede size bedenen, zihnen ve ruhen destek olmuş bir düşünce, inanış veya pratiğiniz var mı? 

Kariyerimin daha erken dönemlerinde büyük ölçüde şartlandırılmaların etkisiyle iş hayatında genelde eril özelliklerimi ön plana çıkarmaya çalışarak, hedefe, sonuca kilitlenerek, bu yolda mümkün olan en hızlı şekilde yürümeye çalışırdım. Zaman içinde hedefe düz bir çizgide bakmak kadar etrafından dolaşan yolları da keşfetmenin, hızla yürürken arada durup soluklanmanın ve gözlemci olabilmenin, ortak ve iyilikçi bir kültür yaratmaya harcanan zaman ve enerjinin değerini, ve en önemlisi içimde taşıdığım tüm renklerle kendim olabilmenin önemini daha iyi anladım. 

Bütünsel iyi olma halinizi desteklemek için hangi öz pratiklerden faydalanıyorsunuz? 

Doğa, hareket ve meditasyon benim üç şifacım. Doğa benim için müthiş bir iyileştirici ve dengeleyici. Zaman ve olanaklara göre farklı dozlarım var: 15 dakika yeşillikler içinde bir kahve molası, iş öncesi veya sonrası 1 saat parkta veya deniz kenarında yürüyüş, doğayla içiçe geçen bir haftasonu veya uzun tatil. Düzenli yürüyüş, yoga ve kendi vücüt ağırlığımla dengeli güçlendirme hareketleri yapıyorum. Meditasyonu da birçok kişi gibi zor bulsam da vazgeçmeden uygulamaya ve kendimi geliştirmeye çalışıyorum. Birçok zaman zihnimden geçenleri durduramadığıma tanık olmak bile farkındalık adına güzel bir başlangıç noktası oluyor.

Profesyonel hayatta istatistiki olarak kadınlar erkeklere oranla tükenmişlik yaşamaya çok daha yatkınlar. Bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olan cinsiyetler arası maaş farkının önüne geçilmesi, kadın iş gücünün korunabilmesi için iş dünyasında ne gibi önlemler alınmalı ve geliştirmeler yapılmalı? 

Kadınlar, özellikle de eş, anne ve iş rol ve sorumluluklarının hepsi bir araya geldiğinde zorluklar yaşayabiliyor, bunlarla beraber gelen tükenmişlik sendromu da, performans düşüklüğü, maaş farkı, kariyer gelişimi gösterememe gibi sonuçlara yol açabiliyor. Burada hem kültürel farkındalık hem de iş hayatı düzenlemeleri adına almamız gereken yol var. Öncelikle ev ve aile hayatının tüm sorumluluğunu kadınlardan bekleyen bir kültürden daha anlayışlı, paylaşımcı ve eşitlikçi bir aile yapısına doğru evrilmemiz gerekiyor. İş dünyasında da kadınların çoklu rol ve sorumlulularını bir arada başarıyla yürütmelerini destekleme amaçlı; esnek çalışma olanakları, yeterli ebeveynlik izni ve ücretsiz izin hakları; artık modern dünyada hem kadınlar, hem erkekler için söz konusu, kreş olanakları, paylaşım ve destek programları önemli. Kadın oranının görece düşük olduğu ve yükselişte olan dijital ve teknoloji alanlarında da eğitimden başlanarak, profesyonel gelişimin her kademesinde, kadınların katılımının desteklenmesi konunun sürdürlebilirliği açısından kritik.

İş hayatında kadın bir lider olmanızdan dolayı yaşadığınız zorlukları nasıl aştınız? 

Ben bu konuda çok şanslı oldum. Kadınlara çok değer verilen, çeşitlilik, kapsayıcılık ve eşitlik bilincinin yüksek olduğu, iş-yaşam dengesinine saygı duyulan çalışma ortamlarında bulundum. Belli zamanlarda çalışma saatlerimin çok uzadığı, çok seyahat etmemin gerektiği veya iş koşullarının zorluğundan dolayı stres seviyemin çok arttığı dönemlerde kendimi tükenmişlik seviyesine gelmeden yakalamaya çalışıp bana iyi gelen dengeleyici önlemler almaya çalıştım. Yıllar içinde ve tecrübe arttıkça bu dengeleme içimde daha doğal bir döngüye dönüştü.

Bugün çalıştığım şirket de kadının güçlendirilmesi alanında çok değerli adımlar atmayı sürdürüyor, bir süre önce Estée Lauder Şirketleri olarak Birleşmiş Milletler Vakfı’nın “Five for 5 Girişimi”ne katıldık. Önümüzdeki beş yıl içinde BM Sürdürülebilir Kalkınma Amacı 5 ile uyumlu olarak kadınları ve kızları güçlendirmeyi merkezine alan bir dizi taahhüt belirledik. Five for 5 Girişimi aracılığıyla liderlikte eşitlik, fırsat eşitliği, sağlık hizmetlerine ve eğitime erişimde eşitlik gibi hedeflere ulaşmayı planlıyoruz. Bunun bir parçası olmak ve sadece iş hayatında değil, hayatın her alanında kadın olduğu için zorluk yaşayanlara el uzatmak beni gururlandırıyor. 

Kariyerlerinin henüz başındaki genç iş kadınlarına nasıl bir öneride bulunursunuz? 

Sevdikleri işi yapmaları veya yaptıkları işi sevmeleri. Öğrenilmiş veya dayatılan kalıplara göre değil, kendi ruhları, enerjileri ve tarzlarıyla varolarak değer yaratabileceklerine inanmaları, bu yolda azimle gitmeleri ve ne olursa olsun kendilerine güvenmeleri. Bu yıl sunduğumuz M•A•C Cosmetics “Göster Renklerini” kampanyamız da aslında bu düşünce biçiminin bir dışavurumu diyebiliriz. Bu kampanyanın yola çıkış fikri kendini içinden geldiği gibi ifade eden herkese ilham olmak ve desteklemekti, iş hayatında da buna inanıyorum ve kendini olduğu gibi ifade etmekten çekinmeyen, kendine ait özelliklerini parlatarak başarıya yürüyen kadınların tüm engelleri aşacağını düşünüyorum.


Zihinlerdeki “başarılı kadın yönetici” modelinin erkek yöneticiler çerçevesinde şekillendirildiği dünyamızda bir kadın liderin masaya getirdiği yenilik ne oluyor? Kadınların baskın olduğu bir çalışma alanı iş dünyasında ne gibi pozitif gelişmeler doğuruyor?  

En önemli kazanım duygusal zekâ. Kadın yönetici olarak duygularla hareket etmekten çekinmiyoruz. Empati duygusu yüksek bir ortam oluşturulabiliyoruz. Bu da ekip dayanışmasını daha da kuvvetli bir hale getiriyor. Kadın olarak aynı anda odağımızı farklı alanlara çok rahat bölebildiğimizi ve planlamamızı çok daha stratejik yaptığımızı düşünüyorum. Bu da biraz iş, ev, çocuk dengeleri adına aynı anda birden fazla sorumluluğa sahip olmamızdan geliyor. Bu durum aynı zamanda sorumlulukları paylaşmaya ve zamanı iyi yönetmeye de etken sağlıyor.

Şu anda bulunduğunuz pozisyona erişmede size bedenen, zihnen ve ruhen destek olmuş bir düşünce, inanış veya pratiğiniz var mı? 

Hep inançlı biriydim. Farklı düşünceleri ve pratikleri öğrenmek beni sürekli geliştirdi. Kendimi bildim bileli Sufizm inanışı ve tasavvuf beni çok etkiler. Her şeyin akışında ve doğru zamanı geldiğinde gerçekleştiğine inanıyorum. Bazen bazı olaylar insanı olumsuz hissettirse de her zaman benim adıma olumluya döneceğine inandım ve bu bilinçle pek çok pozitif deneyim yaşadım. Bu olumlama beni hep motive etti.

Bütünsel iyi olma halinizi desteklemek için hangi öz pratiklerden faydalanıyorsunuz? 

Çok uzun yıllardır düzenli meditasyon yapıyorum. Anda kaybolmamaya, odağımı yeri geldiğinde kendi iç sesime yönlendirmeye özen gösteriyorum. Nefes egzersizleri bu yönde beni iyi hissettiriyor.

Profesyonel hayatta istatistiki olarak kadınlar erkeklere oranla tükenmişlik yaşamaya çok daha yatkınlar. Bu durumun kaçınılmaz bir sonucu olan cinsiyetler arası maaş farkının önüne geçilmesi, kadın iş gücünün korunabilmesi için iş dünyasında ne gibi önlemler alınmalı ve geliştirmeler yapılmalı? 

Eşitlik kavramının gerçek anlamda anlaşılması gerek. Kadın veya erkek olarak değil ama sorumluluklar ve yetenekler göz önüne alınarak değerlendirme yapılmalı. Kadınlar olarak duygusal zekamızın çok daha güçlü olmasından ötürü bazı süreçlerden daha güçlü etkilenebiliyoruz. Bu gücümüz esasında iş hayatında bazı riskleri de önden ön görmemize etken olabiliyor. Şirketlerin iş dünyasında daha çok kadın yönetici bulundurmaya odaklanması ve devletin bu konuda teşvik ediciliği güzel adımlar olacaktır.

İş hayatında kadın bir lider olmanızdan dolayı yaşadığınız zorlukları nasıl aştınız? 

Kendime inancım hep çok yüksekti. Yeteneklerimin ve yapabileceklerimin farkında olarak ilerledim. Başkalarının benden beklentileri yerine kendi değerlerimi önceliklendirdim. Özellikle yöneticisi olarak yer aldığım şirketimizde kadın liderlere verilen önemden ötürü kendimi açıkçası çok şanslı hissediyorum.

Kariyerlerinin henüz başındaki genç iş kadınlarına nasıl bir öneride bulunursunuz? 

Kendi potansiyeliniz farkında olun. Kalıplara takılmayın. Yapmak istediklerinizi belirleyin ve kariyer yolculuğunuza inanın. Fırsatları yaratmak adına beklenti içinde olmaktansa, kendi fırsatlarını yaratmak gerektiğine inanmalarını ve pes etmeden isteklerine odaklanmaya devam etmelerini öneririm.






BLOOM SHOP