YAZAN: MÜGE SEYHAN ÖZTÜRK

Kimimiz olayları uzaktan takip ettik, kimimiz yaşanan facianın tam içindeydik; öyle ya da böyle günlerdir ülkenin birçok noktasında aynı anda çıkan yangınlardan birçoğumuz negatif şekilde etkilendik. Maddi kayıplardan daha önemlisi, vatandaşlarımızın, binlerce hayvanın, kültürel mirasın kaybına tanık olduk. Peki, her birimiz böylesi acı veren afetlerden sonra nasıl şifalanırız?


Afetten doğrudan ve dolaylı olarak etkilenmek

Doğal afetler, deneyimleyenlerde yüksek stres, kaygı, endişe, öfke duyguları ve bazen travma sonrası stres bozukluğu yaratabilir. Hayatımızda karşılaşabileceğimiz diğer travmatik olaylardan farklı olarak doğal afetler, yaşanabilecek maddi ve manevi kayıpların aynı anda gerçekleşmesi sebebiyle özellikle stres seviyesini oldukça yükseltme potansiyeli taşır. Afeti yakından deneyimleyen ve kayıplar yaşayan kişiler henüz belki iki saniye bile durup kendilerini dinleyecek, hissettiklerini yaşayacak alana ve vakte sahip olamadılar. 

Onların yanı sıra, afeti direkt yaşamamış fakat sürece tanıklık eden, bir yandan da normal hayatına devam etmek zorunda kalan kitleler öfke, üzüntü ve çaresizlik duygularıyla başa çıkma durumundalar. 

Bu nedenle, yangın gibi beklenmedik ve ani gelişen felaketlerde fiziksel ve maddi hasarların yanı sıra duygusal hasarlar da es geçilmemesi gereken konulardan biri. Çünkü yaşananlar karşısında verdiğimiz tepkileri anlamak ve onları iyi okuyabilmek, duygularımız, düşüncelerimiz ve davranış biçimlerimizle başa çıkmamızı kolaylaştıran ilk adım. 

Duygusal sağlığımız fiziksel sağlığımız kadar önemli

Afet sonrasında korku, endişe, stres, üzüntü, çaresizlik, öfke, bitkinlik gibi olumsuz duygular hissetmek son derece doğal. Her birey travma karşısında farklı tepkiler verir. Önemli olan nasıl hissettiğimizi fark etmek ve bunu yargılamadan kabul edebilmektir. Bu duygular elbette ki zamanla dönüşecek. Kendimize bu zamanı tanırken bu duygularla nasıl sağlıklı şekilde başa çıkacağımızı bilmek, semptomların iyileşme olasılığını arttırır ve dönüşümünü kolaylaştırır. 

Afetlerden sonra en sık karşılaşılan durumlar: 

  • Yoğun duygular ve/veya duygu karmaşası hissetmek
  • Hızlı duygu değişimi
  • Sürekli ağlama hissi
  • Fiziksel ve zihinsel olarak tükenmişlik
  • Yoğun çaresizlik hissi
  • Uyuşmuşluk, donukluk hissi
  • Öfke patlamaları 
  • Aşırı gerginlik
  • Yüksek stres, endişe
  • Yüksek keder, üzüntü
  • Ruminasyon; olayları sürekli zihinde oynatıp durmak, sorgulamak ve bunla ilgili kendi kendine konuşmak
  • Konsantrasyon kaybı ve beraberinde gelen karar alma zorluğu
  • İlişkilerde gerilimin artması
  • İzolasyon riski
  • Çevresel faktörlere aşırı duyarlılık; en ufak bir çıtırtıda ya da seste yerinizden zıplamak, gerilmek
  • Uyku ve yemek düzeninin bozulması 
  • Strese bağlı fiziksel belirtiler; baş ağrısı, bulantılar, halsizlik, ciltte döküntüler 
  • Kronik sağlık sorunlarının kötüleşmesi
  • Bağımlılık yaratacak madde kullanımının artması

Yukarıdaki duyguları hissetmek normal. Kendinizi bu şekilde hissettiğiniz için asla suçlamamalısınız. Fakat şu çizgiyi fark etmek hayati önem taşır. Bu duyguları hissetmekle beraber, normal sorumluluklarınızı yerine getirebiliyor musunuz? Eğer bu olumsuz duygular uzun süre devam ediyorsa ve günlük sorumluluklarınızı, aktivitelerinizi zar zor tamamlıyor ya da hiç yerine getiremiyorsanız o zaman mutlaka profesyonel bir yardım almalısınız.    

Duygusal sağlığı iyileştirme yolları

Ancak günlük sorumluluklarınızı yerine getirebilecek durumdaysanız, duygusal sağlığınızı daha hızlı toparlamanız için yapabileceğiniz birçok şey var. 

Öncelikle fiziksel sağlığınıza dikkat edin.

Gerekli kontrolleri yaptırın. Uyku düzeninizi kurmaya ve sağlıklı beslenmeye çalışın. Alkol, tütün ve diğer uyuşturucu maddelerden kaçının. 

Yakınlarınızla iletişim içinde olun.

Kendinizi izole etmekten kaçının. Olaylar hiç yaşanmamış gibi ya da sürekli ve hala yaşanıyormuş gibi iki uçta ilerlemeyin. Duygularınızı, endişelerinizi, olaylar hakkında ya da deneyimlediklerinizle ilgili nasıl hissettiğinizi yakınlarınızla paylaşın. Doğal afetler güçlü öfke, endişe ve üzüntü duygularına neden olabilir. Bu duyguların ifadesi önemlidir. Onları içinizde tuttukça yoğunlaşırlar. O nedenle duygularınızı ve düşüncelerinizi mutlaka dışa vurun. Sağlıklı ilişkiler içinde olun ve güçlü bir destek sistemi oluşturun.

Duygularınızı henüz sözlü olarak paylaşma noktasında hissetmiyorsanız mutlaka günlük tutun.

Adına günlük demek zorunda değilsiniz. Elinize geçen ilk bloknotu alın ve zihninizde dönüp dolaşan ve dışa vuramadığınız her şeyi kâğıda dökün. 

Doğru kaynaklardan doğru haber alın.

Bilgi eksikliği sizi tedirginliğe sürükleyebilir. Bu nedenle olayların gidişatından haberdar olmak isteyebilirsiniz. Ancak doğru kaynaklardan bilgi almaya dikkat edin. Manipülatif sitelerden, sosyal medya hesaplarından uzak durun. 

Haberlere çok fazla maruz kalmaktan da kaçının.

Sürekli sizi üzecek ve yaşadıklarınızı tekrar hatırlatarak olumsuz duygu sarmalına taşıyacak haberler okumak ve izlemek duygusal sağlığınızı toparlamanızı geciktirebilir. 

Yapabiliyorsanız, başkalarına yardım edin.

Yardımlaşma, enerjinizi yeniden ve hızla toparlamanızı sağlar ve size amaç ve kaybettiğiniz kontrol duygusunu geri kazandırır. 

Öz-bakım uygulamaları yapın.

Afet sonrası başlıca görevinizin hayatınızı ve duygularınızı düzene sokmak olduğunu unutmayın. Bunun için yapabildiğiniz kadar sağlıklı başa çıkma stratejileri geliştirin. Alkol, sigara tüketimi, aşırı yemek ya da sürekli uyumak, duygusal sıkıntılarınızı yönetmek için kısa vadede yardımcı olabilir. Ancak uzun vadede bu davranışlar temel sorunu çözmediği gibi genellikle sıkıntıyı daha da artırır.

Afetlerden sonra uygulayabileceğiniz öz-bakım önerileri

Meditasyon, nefes ya da farkındalık çalışmaları yapın.

Günde sadece on dakika oturup nefesinize odaklanmanız, belki telefonunuza indirebileceğiniz uygulamalarla meditasyon ve mindfulness çalışmaları yapmanız yeniden dengelenmenizde size yardımcı olur.

Koşu, Qigong, yoga ya da size iyi geldiğini düşündüğünüz herhangi bir fiziksel aktivite yapabilirsiniz.

Fiziksel aktiviteler enerjimizi yükseltir. Tekrarlayan hareket analitik zihni sakinleştirdiği için zihnimizdeki düşünce bulutlarını dağıtır ve bizi an’a odaklar.

Beden vuruşları (EFT) uygulayın.

Beden vuruşlarına dair verdiğim sayısız eğitim ve derste, sadece 10 dakikalık bir çalışmadan sonra dahi katılımcıların enerjisinde ciddi dönüşümler yaşandığını gözlemledim. Beden vuruşları tamamen zararsız olmakla birlikte faydaları sayılamayacak kadar fazla. Üstelik bu tekniği bir uzmanla derinlemesine uygulayabileceğiniz gibi, kendi başınıza da temel seviyelerde yapabilirsiniz. 

Doğal afetlerden çocuklar nasıl etkileniyor?

Doğal afetlerden sadece biz yetişkinler etkilenmiyoruz, çocuklar da var. Her çocuk travma karşısında kendine has baş etme yöntemi geliştirir. Bazıları travma sonrası hemen tepki verirken, bazıları daha geç belirti gösterebilir. 

En yaygın durum, çocukların travma sonrası dünyayı güvenli bir yer olarak görmeyi bırakmasıdır. Bu nedenle ebeveynlerin nasıl tepki verdiği çocukların daha hızlı iyileşmesine yardımcı olur. Ebeveynlerin kendilerini hızla toparlaması çocukların da süreci daha iyi destek alarak atlatması açısından önem taşır.  

Afetlerden sonra çocukların iyileşmesine destek

Çocuklar genellikle çok dayanıklıdır ve aileler sağlıklı bir destek sağlayabildiğinde daha hızlı iyileşirler. Doğal afet gibi ciddi kayıplara sebep olabilecek travmalarda çocuklar yüksek strese maruz kalabilirler. Yaşananlar karşısında korku ve kafa karışıklığı hissedebilirler. Fakat en çok teselli edilmeye ve güvenceye ihtiyaç duyarlar. 

  • Onlara sevginizi ve ilginizi daha fazla hissettirin ve yapabildiğiniz en hızlı şekilde günlük rutinlerini yeniden düzene sokmaya çalışın. 
  • Yaşanan afetle ilgili ne düşündüklerini ve nasıl hissettiklerini öğrenin. Endişelerini paylaşmaya ve soru sormaya teşvik edin. Yanlış bildiklerini düzeltin. Kafalarına takılan soruları cevaplamaya çalışın. Bunları yaparken sağlıklı bir dil kullanmaya özen gösterin.
  • Hissettikleri duyguların normal olduğunu ve suçluluk duymamaları gerektiğini özellikle belirtin. 
  • Haber kaynaklarından olabildiği kadar uzak tutun. 
  • Çocuklarınızın yanında biriyle konuşurken mutlaka ama mutlaka bilinçli davranın. Çocukların kulak misafiri olabileceği yerlerde onları endişeye sevk edebilecek şeyler söylememeye ve yapmamaya özen gösterin. 

Çocukların duygularını daha rahat ifade edebileceği alanlar

  • Oyunlar oynayabilirsiniz.

Kukla oyunları ya da seslendirdiğiniz oyuncaklarla çocukların duygu ve düşüncelerini dışa vurmalarına yardımcı olabilirsiniz. 

  • Birlikte resim yapabilirsiniz.

Yine resmi hikayelendirerek yaşanan travmaya dair çocuğunuzun duygu ve düşüncelerini kâğıda dökmesine yardımcı olabilirsiniz. 

  • Beden vuruşlarını çocuklarınızla da yapabilirsiniz.

Çocuğunuzla karşılıklı oturarak ve ona sizi taklit etmesini söyleyerek bir yandan vuruşları yaparken bir yandan da “sohbet tekniğini” kullanabilirsiniz. Sohbet tekniğinde gününün nasıl geçtiğini ya da o gün onu kızdıran bir şeyler olup olmadığını sorabilirsiniz. Böylece çocuğunuzun duygu dünyasını takip etmiş, dışa vurmasını sağlamış ve vuruşlarla enerjisini yeniden dengelemiş olursunuz. 

  • Eğer olumuz duygu ve davranışlar uzun süre devam ediyorsa mutlaka profesyonel bir yardım almalısınız.

Bitirirken; ülkece geçirdiğimiz bu doğal afette insan üstü bir çaba gösteren askerinden itfaiye görevlilerine, oyuncusundan gönüllüsüne, herkese binlerce kez teşekkür etmek boynumuzun borcu. Ve şunu hatırlatmakta fayda görüyorum; hiç kimse doğal felaketin önüne geçemez. Ama unutmayalım; sebep de biziz, çare de biziz. Birlikte iyileşmek ümidiyle…



Müge Seyhan Öztürk

Rennes II/Upper Brittany Üniversitesi İletişim Bilimleri bölümü sonrası Galatasaray Üniversitesi'nde aynı dalda yüksek lisansını tamamlayan Müge Seyhan Öztürk, uzun yıllar özel sektörde yazar, editör, senarist olarak çalıştı. 2015 yılında ilk romanı yayınlandı. Yazın hayatının yanı sıra kendi şifa süreciyle başlayan enerji psikolojisi ve şifacılığına olan ilgisi, aldığı birçok eğitim sonrası...



BLOOM SHOP